ÇETE EMİR AYŞE VE TAYYAR RAHMİYE ŞUBAT 2019 | Page 5

Efe Ayşe, Milli Mücadele’deki başarılarından dolayı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önerisi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası’na layık görüldü. Ölene kadar köyündeki tek katlı evinde mütevazi bir hayat sürmüştür.

Efe Ayşe; “Bazı kadınların içinde bir pehlivan; bazı erkeklerin içinde de, korkaklıklarından dolayı, bir kadın gizlidir. Kemer belindir, çizme ayağın, börk başındır. Mademki burası bizim vatanımız; biz de bu vatanın olmalıyız.” demişti. Öldüğünde İmamköy’de toprağa verildi. Çete Ayşe’nin İmamköy Kahve Meydanı’na da bir büstü dikilmiştir. 2010 yılında

yine İmamköy’de “Çete Ayşe” adıyla bir de sinema filmi çekilmiştir.

İstiklal savaşı sırasında pek çok vatansever bir araya gelip düşmanı topraklarımızdan atabilmek için silaha sarılmıştı. Gönüllü olarak teşkilat kurup savaşan bu kahraman gruplara “Çete”, teşkilatı kuran kişilere de “Çeteci” denmiştir. Çete Ayşe de bu kahramanlardan birisidir. İlk kez Kuva-yı Milliye tarihinde efe elbisesi giymiş, ilk kez “Efe” unvanını almış mücahit bir kadındır. Kastamonu’da Halime Çavuş, Erzurum’da Kara Fatma (Seher), Adana’da Melek Hanım, Erzurum’da Nene Hatun neyse; dağlarından yağ, ovalarından bal akan, efeler diyarı Aydın Eli’nde de Çete Ayşe odur. Huriye ve Hafize adlarında iki kızı vardır.