Yazarkafa Dergi Mayıs-Haziran 2016 | Page 41

Ali Şen. Bir de ‘Çirkin Kral’ Yılmaz Güney vardı. İnsanlar her nekadar ona karşı olmuş olsalar da, o bir konuşmasında; ‘’İnsanlar bana karşı durdukça ben güçleniyorum’’ diyerek çok büyük başarılara imzasını atmış ve bir çok konuda Türk Sineması’nda öncü olmuştur. Oyunculuğunun ardından yönetmen ve rejisör olarak salon filmleri yerine, Türkiye’nin sorunlarını beyaz perdeye taşımıştır. Ve tabiki de hepimizin imrendiği Yeşilçam aşkları vardı... Perde önünde gördüğümüz vazgeçilmez ikililer; Belgin Doruk-Ayhan Işık, Sadri Alışık-Çolpan İlhan, Türkan Şoray-Kadir İnanır, Tarık AkanGülşen Bubikoğlu, Ediz Hun-Filiz Akın gibi yakıştırdığımız çiftler. Ama bu aşkları gerçek hayata taşıyan çok az oldu. Mesela Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit birbirlerine 60’lı yıllarda aşık olurlar ve evlenme kararı alırlar. Fakat Hülya Koçyiğit’in annesi bu evliliği onaylamaz ve çift ayrılır. Ferdi Tayfur ve Necla Nazır’ın aşkları ise evlenmemelerine rağmen 33 yıl sürer (çiftin ayrılalı henüz bir kaç yıl oldu). Türkan Şoray-Cihan Ünal evlenirler (gerçek aşkı Rüçhan Adlı olsa da, tek engel Rüçhan’in evli olmasıydı). Kamera arkası aşkların diğerleri ise Fatma Girik ve yönetmen Memduh Ün’ün ve Filiz Akın-Türker İnanoğlu gibi çiftlerdir. Sonradan Türker bey Filiz Hanım’dan boşanır ve Gülşen Bubikoğlu ile evlenir (hala evliler). yapmıştır Yeşilçam için. Efsane film müziklerinden oluşan bu klibi izlemenizi tavsiye ederim. Gerçekten çok duygulanacaksınız... h t t p : / / w w w. y o u t u b e . c o m / watch?v=kvpY5uXqbjk Sizi bilmiyorum, ama ben bu filmleri müzik eşliğinde izlediğim zaman hala çok ama çok duygulanıyorum ver hep o dönemde yaşamanın hayalini kuruyorum...Teknoloji çağı maalesef bir çok değerleri yok etti ve ‘ne varsa eskilerde var’ dememize yol açtı... Bütün eleştirileri bir kenara bırakarak, her ne kadar da toz pembe bir dünya sunsa bize Yeşilçam filmleri, yine de karşılıksız sevmeyi, içtenliği, dürüstlüğü, bağlılığı ve değer vermeyi sinema ekranından gerçek hayata taşımaya örnek bir dünya yaratmıştır... Dolayısıyla hayatta olan olmayan tüm sinema emekçilerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Sizi bilmiyorum, ama benim şimdi bir Yeşilçam filmi izleyesim geldi... Bunların haricinde birde diğer ikililer vardı; Kemal Sunal-Şener Şen gibi, Metin Akpınar-Zeki Alasya gibi, Münir Özkul-Adile Naşit gibi...Sizi bilmem ama benim en sevdiğim film ‘Hababam Sınıfı’ serisi...Ezbere bildiğim halde hala izlemeye doyamadığım... En çok sevdiğim ve etkilendiğim aşk filmi ise Atif Yılmaz’ın ‘Selvi boylum al yazmalım’ıdır hiç şüphesiz..’Sevgi neydi peki?’ Bu son sahnesi sanırım hepimizin hafızasına kazıldı... Birde Yeşilçam’ın efsane şarkıları vardır. Cahit Berkay müziklerini herkes bilir... 150 civarı müzik bestesi 41 “ O dönem filmler başrölde oynayan yıldızlarla anılırdı. İnsanlar alıştıkları simaları görmek ister, onlar gibi giyinir, onlar gibi davranırdı. Yeşilçam sanatçılarına özenildiği kadar hiçbir sanatçıya özenilmemiştir heralde. Bu dönemler magazinide doğurmuştur. ‘Bu insanlar ne yer, ne içer, ne giyer’ merakı sarardı insanları. O dönemler TV olmadığından, sanatçılar dergilerde boy gösterirdi. SES dergisinin kapak yarışmaları oluyordu. O yarışmaların amacı, sinemaya yeni oyuncu kazandırmaktı.