Yazarkafa Dergi Mayıs-Haziran 2016 | Page 17

Gökhan ATEŞ İhanet evin alt tarafında kalan yokuşun incisi kız yurdunun yanından sağa döndüm yuvayı es geçtiğim zamanların en makul olanıydı şüphe yok, şüphe var, şüphe arafta inandırmaya çalışsam şimdi seni buna ben bu yolu bir daha yürüyemem günün en kızıl saatinde iki koku vardı bu kez tan vaktinde biri doğamdan biri senden biri erkekliğimden biri senden uyukluyor sadakat horultuları beynimde yankılanırken aklıma girdi vakitlice geldi git demek intihar olurdu ayrıca çerçevesinde cüzdanın vesikalıklar başta sen sonra ve sonda seni sevenler balkona, yatak odasının ışığına yakalanmadan adımladım malum yokuşu -aklım ayakuçlarında titriyordu heyecandandöndüm sağa elli metre yürüdüm iki gece evvel bahsi geçen büfeyle göz göze geldim tabelası şeytanın nefesini üfledi yüzüme mesajdaki tarife göre iki ev yanı ihanet yakınım artık apartmanın kapısı açık kadının kolları da öyle ağzı, boynu, elbisesi nikotin kokan kadını öpmeyi özleyeceğim ölsem aklıma gelmezdi dudakları ince vücudu ince alkol ilişti bir de kana gece uzaklaştı aydan, yıldızları saldı üzerimize evden iyice uzaklaştı gölgem vicdanıma narkoza bandırılmış ok saplandı hisler yok ya da yeniden mi doğuyor bilmem günün kızıllığı da gitti zaten * odanın ışığını açmadan seviştik gizlenmek değildi niyet sadece birbirimizi ekmekten sudan çok istedik vücutlarımızdan fırsat bulup ışığa dahi dokunamadık o saatten sonra nereye dokunursan dokun israf tenleri ateşe verip yangını harladım gözleri, dudakları, memeleri, peltek sesi boyunca aldattım kendimi özrü yok kabahati pişmanlıktan önce boynumun borcudur olur da öğrenirsen ödet.. 17 Gece şarabın dudaklarını ısırır Bakarsın hala bir dize yok yakamozun üzerinde Anneme malum olur gidişin, Telefona yasal taciz başlar Dalgalar dizlerini döver Kafamın tepesinden yolunu kaybetmiş bir yarasa geçer Sivrisinekler damarlarımın üzerinde meşk eder Gökten bir yıldız göz bebeklerine düşer Duyarım Kaşıntısı tutar kirpiklerinin Görürüm Ahı tutar bu şarabın Tadından belli Dünya üzerindeki tüm kadınlar savunmasız gözümde Ama ben teslimim onlara Gece şarabın gövdesine sarılır Bakarsın bir dize belirir yakamozun üzerinde Eski sevgilime malum olur gidişin Telefona an itibariyle –tamamen- legal taciz başlar İçlenir çocukluğum Nefes nefese kalır soluklarım Bu kışı hiç bitirmeyecekmiş gibi eser rüzgar Yazın ortasında pencerenden bir özlem düşer göz bebeklerime Duyarsın Kaşıntısı tutar yanaklarımın Görürsün Ahı tutar camının önündeki fesleğenin Kokusundan belli Yeryüzündeki tüm kadınlar kadar güzelsin benim gözümde Hepsinin toplamı bir sana Senin gidişin hepsine bedel…