WM Dergi - 9.SAYI | Page 56

Bu noktada denklemi tersine çevirmek için elinizdeki tek değerin operasyonel maliyetler olduğu düşünüldüğünde (ki pazarlama bütçesini daraltmak gibi tersçi bir mantığı tartışmıyorum bile) müşterinin seçim parametelerinden “fiyatta tutarlı” bir alternatif olabilmek adına pratikte pek de mümkün olmayan yöntemler geliştirmeniz gerekebilir. (satış sonrası hizmetleri kapatmak ya da lojistik kalite ve hızını düşürmek gibi) Oysa gelenekselcinin üstenci yaklaşımından faydalanmak ve “en iyi” yerine “yeterince iyi” ürünler ile fiyat rekabetinde arayı açacak alternatifler üretebilmek sanıldığından çok daha kolaydır. 2000’li yılların başında motosiklet pazarını Japonların elinden alan Çinli üreticilerden öğrenebileceğiniz gibi; Tüketicilerin beklentilerini karşılayacak ve düşük fiyata sahip ürünler üzerinde yaratacağınız pazarlama 56 duygusunu, iyi analiz ettiğiniz hedef kitlenize başarıyla giydirdiğinizde; “yeterince iyi” alternatifler son kullanıcı tarafında daima güçlü bir alım dürtüsünü tetikleyecektir. 99 krizinin yarattığı ”1 milyoncular” (bugün 1 TL’ciler), ekonomik refahın artması ile “idare eder” segmentte ki rollerini tamamlayıp, ihtiyaçlarına göre evrimleşen müşterilerini “yeterince iyi” segmentine devrettiler. Bu segment, dün olduğu gibi dünya genelindeki tüketicilerin %70’ini temsil eden “orta gelir düzeyi” ve “yüksek gelir düzeyinde hesaplı alış-verişi tercih eden” kitlenin içinden çıkmak istemediği ve her daim üzerinde durulabilecek bir portföyü işaret etmektedir. Doğru pazarlama ve fiyat stratejileri ile yaklaşıldığında, bu kitle her zaman pazardaki en büyük alıcı konumunda olacaktır.