WM Dergi - 10.SAYI | Page 47

TeknoSeyir, altyapı olarak WordPress kullanıyor.Video siteleri için farklı sistemler de mevcut iken tercihinizi neden bu yönde yaptınız? Murat Gamsız: Bizim WordPress ile ilişkimiz TeknoSeyir’den önce başladı PcLabs döneminde ve dolayısıyla bir tecrübemiz oldu, çok kolaylaştı işimiz. Modüler yapısı var ya WordPress’in plugin vs. istediğimiz her şeyi yapar hale geldik. O yüzden bu işi de en kısa zamanda halledebilmek için WordPress ile devam ettik, en iyi bildiğimiz şey o olduğu için. Bir şikayetimiz yok, her istediğimizi yapıyoruz bir de şu var tabi; arka plandaki admin paneli müthiş. Yani yeni editör aldığımız zaman PcLabs tarafına, fotoğraf girme, video girme gibi işlemleri öğretmek için 5 dakika harcıyorsunuz. Bir sürü avantajı var ve bu çok büyük bir avantaj. Biraz yavaşlık var ama şu anda dert değil yavaşlığı. WordPress’in orijinal haliyle mi kullanıyorsunuz veya ne ölçüde eklenti ve modifikasyonlar mevcut? Murat Gamsız: PcLabs full modifiye ve o kadar ki, artık update etmek işkence haline geliyor. Çünkü kullandığımız plugin’in yeni versiyon’a uyumu yok mesela, oturup bekliyorsunuz. TeknoSeyir daha basit, sürekli güncelliyoruz onu, güvenlik güncellemeleri falan hepsi yapılıyor Gökhan tarafından. Çok fazla eklentimiz yok, sadece basit şeyler var, örneğin; anket, son yorumlar vb. şeyler. O yüzden çok sade TeknoSeyir. Çok fazla eklentimiz yok, sadece basit şeyler var, örneğin; anket, son yorumlar vb. şeyler. O yüzden çok sade TeknoSeyir. Levent Pekcan ve Murat Gamsız, internet yayıncılığı/dijital medya/online yayıncılık konusunda neler düşünüyor.Genel bir değerlendirme alabilir miyiz? Murat Gamsız: Biliyor musunuz bilmiyorum, ben Tekno Ciğer diye bir site açtım. Programda bahsetmiştim, o şaka gibi başladı ama açtım sonra, güncelliyorum ara sıra. Sektöre olan içimde kalan şeyleri oradan kusuyorum. Gittikçe kötüleşiyor ve online yayıncılık gittikçe ölüyor. Her gün bir kişinin daha özel sektör’e geçtiği haberi geliyor çünkü bu tarafta kaldığın zaman önünü göremiyorsun.Ücretler asgari ücretten hallice ve onu da alabiliyor musun, alamıyor musun ayrı bir sorun. Firmalardan da çalışan istiyorlar, bunu karşılayacakları bir okul yok, çünkü editörler hazır olarak o firmanın bütün ürünlerini incelemiş oluyorlar zaten ve hazır geliyor neredeyse, konuşmayı biliyor, sektörü biliyor,herkesi biliyor.Buradaki herkes de firmalar tarafından kapılıyor ve yerine kimse gelmiyor. Çünkü yetişilen bir şey, bunun okulu yok. Okulu olsa kapısında yatacağız, alacağız insanları ama yok öyle bir şey. Adam alıyorsun, ya tekniği var konuşmayı bilmiyor, ya yazmayı bilmiyor, Türkçe bilmeyen var (bildiğini zannediyor ama bilmiyor) dolayısıyla ikisini bir arada bulduğun zaman da kapmaya çalışıyorsun kapamıyorsun, elimizde olanı tutamıyoruz. Bizde yıllardır çalışıp da başka yere/yayına giden editörümüz yoktur, sektörü terketmiştir. Bascek’te Yalçın Aydın vardı mesela müthişti, adam baktı ki bu sektörde yaşayamayacak, KPSS’ye girdi ve şu an diplomat oldu. Dolayısıyla hala biz varız ve bizim aslında kamera önünde olmamamız lazım belki de.Bizim arka planda yapımcı olmamız gerekiyordu mesela. Hala biz kamera önüne geçiyorsak zaten sıkıntı bellidir. 47