46
Tüm Boyutlarıyla Girişimcilik
güç dengeleri ve iş yapış şekilleri de değişmekte ve bunun sonucunda girişimci
kültür teşvik edilmektedir. Burada makro düzeydeki ekonomik değişimin hem
makro düzeydeki hem de mikro düzeydeki sosyo-kültürel değişime olan etkisi
söz konusudur.
Modern toplumlardaki değişimlerin yanı sıra bireysel değişimler ve kişilik özellikleri de girişimciliğin ortaya çıkmasında etkilidir. Kişilerin toplum yapılarından
ve kültürden de etkilenerek kendi özelliklerini inşa ettiklerini söylemek yanlış
olmaz. Hem bireylerin hem de grupların karakteristik özelliklerinin inşası kültürel
unsurlara da dayanmaktadır. Bu unsurlar her topluma göre farklılık gösterebileceği gibi, benzerlik de gösterebilmektedir. Bunun sonucunda “girişimcilik”
özelliklerini gösterip göstermemek de şekillenebilmektedir. Örneğin davranış
perspektifinden bakıldığında, Hofstede’nin kültürel boyutları altında “belirsizlikten kaçınma” boyutu mevcuttur. Bu boyut, toplum içindeki bireylerin belirsiz
durumlara karşı geliştirdiği davranış pratiklerini yorumlar. Türkiye örneğinde,
“belirsizlikten kaçınma” unsurunun yüksek seviyede olduğu görülmektedir. Bu,
Türk toplumunun belirsiz durumlardan hoşlanmaması, bu durumlarla karşılaşmayı en aza indirgeyici faaliyetlerde bulunması, bireylerin riskli işlere fazla katılmaması şeklinde açıklanabilir. Bu açıklamalar doğrultusunda Türkiye içerisindeki
bireylerden girişimcilik özelliği gösterecek kişilerin sayısının az olması beklenir.
Ersoy’un (2010) da bahsettiği üzere, Türkiye yüksek büyüme potansiyeli taşımasına rağmen, sosyo-kültürel yapının yetersiz kalması sebebiyle yeterince girişimci bireyler yetiştirememektedir. Aytaç’ın (2006) kendi çalışmasında da desteklediği üzere, toplumdaki sosyal ilişkilerin ne şekilde olduğu, kişilerin özelliklerini
ve davranışlarını da etkileyeceğinden, girişimciliğe yatkınlığı da etkilemektedir.
Yapılan birçok araştırmada girişimciliğin dini inançtan aile yapılarına kadar çeşitli
kaynaktan beslendiği tartışılmıştır. Örneğin aile sosyolojisi perspektifinde Türkiye
ele alındığında, daha çok akrabalık ve aile ilişkileri ön planda tutulduğundan,
girişimciliğe yatkınlık azalmaktadır, çünkü girişimcilik daha sosyal ve ikincil ilişkilerden beslenmektedir.