1
Girişimcilik
Kavramı ve
Girişimciliğin
Boyutları
1.1. Girişimcilik Kavramı ve Önemi
Girişimcilik her ne kadar literatüre yakın dönemde girmiş olan bir kavram olsa da
tarihi 15-16. yy’a kadar uzanmaktadır. Bahsedilen dönemlerde coğrafi keşifler
ve bunun sonucunda değerli varlıkların (altın, para vs.) öneminin artması refaha
yönelik gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Rönesans ve Reform dönemleri
ile birlikte özgür düşünce, bilim, sanat gibi kavramlar önem kazanmış, süregelen
dönemlerde teknoloji gelişmiş ve kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sanayi devrimi
serbest piyasa girişimcisini yaratmıştır.
Girişimcilik kavramı günümüzde kullandığımız kapsamına ise 80’li yıllardan sonra ulaşmış ve özellikle son yıllarda önemini arttırmıştır. Etimolojik anlamda bakıldığında, girişimci sözcüğü ‘entre’ (girmek) ve ‘prendre’ (almak, üstlenmek)
sözcüklerinden oluşmakta ve ‘bir şey yapmak’ anlamına gelmektedir (Öğüt
2006:431). İktisadi açıdan girişimci, arz ve talebe yön veren, pazar arayan kişi;
girişimcilik ise, daha çok kaynakları ekonomik olarak biraraya getirerek harekete
geçirme faaliyeti olarak anlaşılmaktadır. Girişimci kişiler ücret karşılığında bir işte
çalışan kişiler değil, kendi işini kuran ve yapan kişilerdir (Aytaç, 2006).
Girişimciler başarılı olabilmek için sahip olduğu kaynakları optimum biçimde
kullanmak ve kendilerine pazarda güzel bir yer kazanmak istemektedirler. Bu
sebeple girişimcilik kavramı iktisadi bir çerçeve içerisinde ele alınmaktadır ancak