THE 100 | Eve Dönüş | Page 18

Kass Morgan benim gözden kaçırdığım bir kazazede bulursan bağır yeter. Yaralıları şuraya topluyoruz.” Parmağıyla uzaktaki karanlığı işaret etti ama Glass ancak yerdeki hareketsiz bedenlerin başında duran, eğilmiş figürlerin silüetlerini seçebiliyordu. “Orada, suyun kenarında bir kadın var. Yaralı sanırım.” “Tamam, gidip onu alırız.” Adam, Glass’ın göremediği birine işaret etti, sonra da yalpalayarak koşmaya başladı. Glass tuhaf bir dürtüyle, adama seslenip önce kayıp Thomas’ı aramanın daha iyi olacağını söylemek istedi. Kadının, hayatı yaşamaya değer kılan biricik insan olmadan Dünya’da bir ömür geçirmektense, suyun içinde kan kaybından ölmeyi yeğleyeceğinden emindi. Ama adam çoktan gitmişti. Glass derin bir nefes alarak ilerlemek istedi ama ayaklarının beyniyle bağlantısı kopmuştu sanki. Luke sağ olsa şimdiye kadar Glass’ı bulmaz mıydı? Glass’ın onca şamata arasında Luke’un kalın sesiyle kendisine seslendiğini duymaması, en iyi olasılıkla, Luke’un hareket edemeyecek kadar yaralanmış bir halde bir yerlerde yattığı anlamına geliyordu. En kötü olasılıkla ise... Glass, tatsız düşüncelere direnmeye çalıştı ama bu bir gölgeyi itmeye kalkışmak gibiydi. Hiçbir şey karanlığı kafasından uzaklaştıramıyordu. Bir araya gelmelerinden ancak saatler sonra Luke’u kaybetmesi, akıllara durgunluk verecek bir acımasızlık olurdu. Annesinin başına gelenlerden sonra aynı şeyleri yeniden yaşayamazdı. Hayır! Hıçkırığını bastırarak ayaklarının üzerinde yükselip çevresine bakındı. Artık 18