Test Drive | Page 10

Dördüncü Bölüm • Sam 32° C Grace’le konuşmama ramak kalan gün hayatımın en sıcak günüydü. Klimalı kitapçıda bile sıcaklık kapıdan sürünüp geliyor, büyük pencerelerden dalga dalga içeri yayılıyordu. Tezgâhın arkasında, güneşin vurduğu taburemin üzerine yayılmış oturuyor ve sanki her bir damlasını içimde tutabilirmişim gibi yazı içime çekiyordum. Saatler ağır ağır geçerken, ikindi güneşi raflardaki bütün kitapları ağartıp soluklaştırarak onları kendilerinin soluk kopyaları haline dönüştürdü, sayfaları ve içindeki mürekkebi öyle ısıttı ki, okunmamış sözcüklerin kokusu havada asılı duruyordu. İnsanken sevdiğim şey işte buydu. Kapı küçük bir çın sesiyle açıldığında kitap okuyordum; sıcak hava ve bir grup kızın boğucu kokusu içeri hücum etti. O kadar yüksek sesle gülüyorlardı ki yardımıma ihtiyaçları olmadığını düşündüm ve okumaya devam ettim. Raflar boyunca dolanıp itişip kakışmalarına ve kitaplardan başka her şeyden bahsetmelerine sesimi çıkarmadım. Kızlar hakkında bir kez daha düşüneceğimi hiç sanmıyordum, ta ki içlerinden birinin sarı saçlarını sallayışını ve uzun atkuyruğunun havayı süpürüşünü göz ucuyla yakalayana dek. Eylemin kendisi önemsizdi ama bu hareketiyle havaya bir koku yayılmıştı. Kokuyu tanımıştım. Kokuyu hemen tanımıştım.