İLK DONDURMA NASIL YAPILMIŞ?
Gökhan GÖREZ
TEBESSÜM
Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi.
Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi
hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde
yakın geçmişte kendisine yardım eden bir
dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen
bir not yazdı, yolladı. Arkadaşı bu
teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğle
yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir
bahşiş bıraktı. Garson kız ilk defa böyle bir
bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken,
kazandığı paranın bir bölümünü her zaman
köşe başında oturan fakir adamın şapkasına
bıraktı. Adam öyle; öyle minnet kar oldu ki...
İki gündür boğazından aşağı lokma
geçmemişti Karnını ilk defa doyurduktan
sonra bir apartman bodrumundaki tek
odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öğle
neşeliydi ki, bir saçak altında titreşen köpek
yavrusunu görünce, kucağına alıverdi. Küçük
köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için
mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar
koşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı
dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu.
Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya
başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra
bütün apartman halkı... Anneler, babalar
dumandan boğulmak üzere olan yavrularını
kucaklayıp, ölümden kurtardılar...
Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile
maliyeti olmayan bir tebessümün
sonucuydu.
Zamanın birinde Mısır’da yaşayan tatlıcı Ebu Bekir
Usta varmış.Ebu Bekir Ustanın yaptığı yuvarlak
soğuk tatlıların ünü bütün Mısıra yayılmış.Fakat Ebu
Bekir Usta yaptığı tatlıları sadece cam kaselere
koyabiliyor,müşteriler ise bu soğuk tatlıyı sadece
ustanın dükkanında yiyebiliyorlarmış.Bir gün Ebu
Bekir Usta yenilebilir bir kap yapmayı ve bu kabı
nasıl yapacağını düşünürken,tatlıların ününü duyan
Mısır Kralı Ramses Ustayı yanına çağırtmış.Ebu
Bekir usta kralın sarayının ününü çok duymuş ama
bir türlü gitme fırsatı bulamamış.Kraliyetin
mutfakları Ebu Bekir Usta için hazırlanmış.Tatlısını
kral için yapan ve sunan Ebu Bekir usta saraydan
ayrılırken son bir kez saraya bakmış ve kare olan
tabanın yukarıda tek bir noktada üçgenlerle
birleştiğini görmüş. Bu şeklin kendi tatlılarını
koymak için çok uygun olacağını düşünmüş.
Dükkanına döner dönmez un şeker karışımından
kralın sarayına benzeyen yenilebilir bir kap yapmış.
Ardından yaptığı kaba koymuş hemen tatlısını.
Fakat yuvarlak tatlılar hemen gömülmüş kabın
içinde ve kaybolmuş. Uzun süre düşünen Ebu Bekir
usta kabın tabanının kare değil yuvarlak olmasının
daha iyi olacağını keşfetmiş.
Ama yaptığı o şeklin yanlarında köşesi de olmayacakmış.
Ebu Bekir usta yaptığı şekli kralın sarayından farklı olsa da
çok sevmiş ve bundan sonra müşterilerine soğuk tatlısını
hep o kapta satmaya başlamış.
Yıllar sonra ise insanlar Ebu Bekir ustadan öğrendikleri
soğuk tatlıya dondurma, kralın sarayına piramit, dondurma
yuvarlaklarına küre ve kabına da önceleri koni daha sonra
külah demişler.
Bu resimde kaç tane insan görüyorsunuz?
15