TED Meşale Dergisi Haziran 2014 18. Sayı | Page 21

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Ben İrfan Değirmenci. 1988-1995 yılları arasında 7 yıl TED Ankara Koleji öğrencileri arasındaydım. 1995’te mezun oldum. Sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü kazandım. Aşağı yukarı 17 senedir de sektörde televizyon haberciliği yapıyorum. Çocukluk hayallerinizde kamera karşısında olmak var mıydı? Evet vardı. Biraz hırslıydım. Aslına bakarsanız her şey Ankara Koleji’nde başladı. Lisede Kolej’in tiyatro kolundaydım. Lise birinci sınıfta “South Pasific” adlı İngilizce bir müzikal sahneye koymuştuk. Sonra da Kurtuluş Savaşı yıllarını anlatan Türkçe bir oyunda, Candan Can Koparmak’ta oynadım. Sahne tozunu yutunca ben aslında oyuncu mu olsam diye düşünüyordum. Konservatuar sınavını kazanamadım. Gazetecilik bölümünü kazandım. Üniversitede gazeteciliğe devam ettim ama hep göz önünde olmak, sahnede olmak ya da kamera karşısında olmak gibi hevesim vardı. Hatta şöyle bir anekdot aktarayım: Oysa salon doluydu. Ödül alan diğer arkadaşlar da vardı. Ben küçük bir hile ile televizyona çıkmıştım. Sonrası çorap söküğü gibi geldi zaten. Haber yapmanın, haberleri insanlara duyurmanın dünyada olup bitenleri merak etmekle bir ilgisi olduğunu düşünüyor musunuz? Merak habercilikte çok önemlidir. Az evvel anlattığım olaydan 10-15 sene sonra sahada muhabirlik yaptım. 12 yıl Ankara’da muhabirlik yaptım. Neredeyse bütün televizyonların Ankara bürolarında çalıştım. Yine benzer İlkokuldayken, valilik öğretmenler günü ile ilgili bir kompozisyon yarışması açmıştı. Ablam da bir kompozisyon hazırlamış ancak göndermeye cesaret edememişti. Ben de kompozisyonu alıp kendimce düzenleyip altına da adımı yazıp gönderdim. Çok kötü bir şey yaptım amagönderdiğim kompozisyon Ankara üçüncüsü oldu. Sonra -bunlar hep kötü örnek olacak- Ankara Valiliği tören düzenledi bununla ilgili. Televizyonun tek kanallı dönemleriydi. TRT etkinliğe muhabir göndermişti ama törene katılacak olanlar geç kalmıştı. Televizyoncular salonun kapısında beni gördüler. Bana sordular “ödül kazanan gençler nerede?” diye. Ben de “Hepsi gitti, bir tek ben kaldım” dedim. Benimle röportaj yaptılar. O zaman TRT’de çıkmıştım. Televizyona ilk çıkışım bu şekilde olmuştu. RÖPORTAJ 18