projesi. İzmir Körfezi’nin kuzeyindeki Sasaslı’dan
Urla’ya kadar uzanması düşünülen toplam 100 kilometrelik bir yol projesi. Bursa da kent içi ulaşımda
bisiklet yollarının olmasına önem veren, bu tür projeleri destekleyen kentlerimizden birisi. Bursa’ya hayat
veren Uludağ Üniversitesi ile Görekne kampusu arasında “Dikkat Bisiklet Çıkabilir” başlıklı projeyle bu
hatta 7 kilometrelik bir bisiklet yolu, 200 kapasiteli
bisiklet park yeri ve ilk etapta 50 bisikleti kapsayan
bir kiralama sistemi oluşturulmuş. Yine Alanya gibi,
tarihi dokusu yoğun, ara sokakların normal araçların girmesi açısından hem fiziki anlamda zor olduğu,
hem de tarihi dokuya zarar gelmemesi için araç girişlerinin tercih edilmediği yerlerde, yine bisiklet yardımımıza koşuyor. Alanya bu konuda yol almış yerleşim yerlerimizden birisi. Üstelik bisiklet kullanmaya
çoğu kez bizden daha yatkın olan turistler için de
hem ekonomik hem pratik bir ulaşım şekli.
Bakanlıktan yeni bir uygulama:
Bisiklet Yolu Projeleri
Dağınık da olsa hareket halinde olan projelere katkı
niteliğinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da geçtiğimiz günlerde bu yönde olumlu bir adım attı ve “Bisiklet Yolu Projeleri” başlıklı bir kılavuz yayımlayarak,
uygun amaçlar ve koşullarda oluşturulmuş bisiklet
projelerine, bu projelerle müracaat eden yönetim
birimlerine neredeyse %50’ye varan finans desteği vereceğini açıkladı. Bu kılavuzda desteklenecek
projelerden ne tür bir içerik beklendiği detaylı şekilde belirtiliyor. Bisiklet yollarının mutlaka ana arterlere
yakın olması, bir emniyet şeridinin bulunması; bisiklet yollarının maviye boyanması; bisiklet kullanımına
uygun trafik işaret, levha ve sinyalizasyonun oluşturulması; bu yolların kavşak, üst geçit, köprü, istasyon ve benzeri noktalarla doğru bağlantılandırılmış
olması proje desteği için önemli konulardan bazıları.
Yalnız yolları planlamak yetmiyor elbette. Bisiklet gibi
bir aracı aralıksız uzun süre kullanmanın sıkıntılı olabileceği düşünülerek, mola yerlerinin, bisiklet parklarının veya bisiklet kiralama yerlerinin de projelere
dahil edilmiş olması önemli.
Belediyelerin yeni gözdesi:
Bisiklet Kiralama Sistemleri
Bu tür projeleri destekleyecek yeni oluşumlar da
doğal olarak ortaya çıkıyor. Bisikletlerin, özellikle
kısa mesafeli ulaşım sistemlerine elverişli olmaları
nedeniyle son günlerde adını sıkça duymaya başladığımız “bisiklet kiralama sistemleri” de bunlardan
biri. Aslında Avrupa’nın pek çok büyük kentinde bu
sistemler kullanılır durumda. Bir yandan motorlu taşıtlardan kaynaklanan trafik problemi, hava ve ses
kirliliği azaltılırken, diğer yandan kullanıcılar açısından da daha güvenli, ekonomik ve sağlıklı bir işleyiş oluşturuluyor. Sistem, insanların kendilerine ait
olmayan, başka özel kişi ya da kuruma ait bisikletleri
belli ücretler karşılığında veya ücretsiz olarak kiralamalarına dayanıyor. Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya, İspanya ve Romanya gibi ülkelerde bu sistem bir
süredir uygulandığı halde, bizde ilk örnekleri ancak
çok yakın zamanda görülmeye başlandı. Ancak uygulamanın diğer ve en önemli ayağı olan insanların
da bisiklet ve bisiklet eğitimi vb. konularda mutlaka
bilgilendirilmeleri gerekiyor. Yani bisikletle ilgili anlayışımızın yenilenmesi, bakış açımızın değişmesi her
türlü uygulamanın ilk adımı. Örneğin, Avrupa’da toplam yolculukların %5’i bisikletle gerçekleşiyor, yani
günde 50 milyon bisiklet yolculuğu yapılıyor.
Bisiklet kullanmak hava ve ses kirliliğini nasıl
azaltır?
Bisikletlere yönelik artan ilginin bir başka nedeni de
küresel ısınmanın vardığı ürkütücü boyut. Bilindiği
üzere bu problemin en büyük yaratıcılarından birisi
sera gazlarının salınımı. Öyle ki, bu gazların salınımı
küresel ısınmanın neredeyse %13.5’ini oluşturuyor.
Doğalgaz, fuel-oil ve motorin gibi yakıtların hava kirliliğine ve doğaya verdiği zarar ortada. İşte bisiklet
kullanımı, sera gazı emisyonunu azaltarak bu kirliliğin azalmasına ciddi katkılarda bulunabilir. Ses kirliliği de aynı oranda problem. Benzer şekilde park yeri
48