TED Meşale Dergisi Aralık 2012 15. Sayı | Page 50

projesi. İzmir Körfezi’nin kuzeyindeki Sasaslı’dan Urla’ya kadar uzanması düşünülen toplam 100 kilometrelik bir yol projesi. Bursa da kent içi ulaşımda bisiklet yollarının olmasına önem veren, bu tür projeleri destekleyen kentlerimizden birisi. Bursa’ya hayat veren Uludağ Üniversitesi ile Görekne kampusu arasında “Dikkat Bisiklet Çıkabilir” başlıklı projeyle bu hatta 7 kilometrelik bir bisiklet yolu, 200 kapasiteli bisiklet park yeri ve ilk etapta 50 bisikleti kapsayan bir kiralama sistemi oluşturulmuş. Yine Alanya gibi, tarihi dokusu yoğun, ara sokakların normal araçların girmesi açısından hem fiziki anlamda zor olduğu, hem de tarihi dokuya zarar gelmemesi için araç girişlerinin tercih edilmediği yerlerde, yine bisiklet yardımımıza koşuyor. Alanya bu konuda yol almış yerleşim yerlerimizden birisi. Üstelik bisiklet kullanmaya çoğu kez bizden daha yatkın olan turistler için de hem ekonomik hem pratik bir ulaşım şekli. Bakanlıktan yeni bir uygulama: Bisiklet Yolu Projeleri Dağınık da olsa hareket halinde olan projelere katkı niteliğinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da geçtiğimiz günlerde bu yönde olumlu bir adım attı ve “Bisiklet Yolu Projeleri” başlıklı bir kılavuz yayımlayarak, uygun amaçlar ve koşullarda oluşturulmuş bisiklet projelerine, bu projelerle müracaat eden yönetim birimlerine neredeyse %50’ye varan finans desteği vereceğini açıkladı. Bu kılavuzda desteklenecek projelerden ne tür bir içerik beklendiği detaylı şekilde belirtiliyor. Bisiklet yollarının mutlaka ana arterlere yakın olması, bir emniyet şeridinin bulunması; bisiklet yollarının maviye boyanması; bisiklet kullanımına uygun trafik işaret, levha ve sinyalizasyonun oluşturulması; bu yolların kavşak, üst geçit, köprü, istasyon ve benzeri noktalarla doğru bağlantılandırılmış olması proje desteği için önemli konulardan bazıları. Yalnız yolları planlamak yetmiyor elbette. Bisiklet gibi bir aracı aralıksız uzun süre kullanmanın sıkıntılı olabileceği düşünülerek, mola yerlerinin, bisiklet parklarının veya bisiklet kiralama yerlerinin de projelere dahil edilmiş olması önemli. Belediyelerin yeni gözdesi: Bisiklet Kiralama Sistemleri Bu tür projeleri destekleyecek yeni oluşumlar da doğal olarak ortaya çıkıyor. Bisikletlerin, özellikle kısa mesafeli ulaşım sistemlerine elverişli olmaları nedeniyle son günlerde adını sıkça duymaya başladığımız “bisiklet kiralama sistemleri” de bunlardan biri. Aslında Avrupa’nın pek çok büyük kentinde bu sistemler kullanılır durumda. Bir yandan motorlu taşıtlardan kaynaklanan trafik problemi, hava ve ses kirliliği azaltılırken, diğer yandan kullanıcılar açısından da daha güvenli, ekonomik ve sağlıklı bir işleyiş oluşturuluyor. Sistem, insanların kendilerine ait olmayan, başka özel kişi ya da kuruma ait bisikletleri belli ücretler karşılığında veya ücretsiz olarak kiralamalarına dayanıyor. Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya, İspanya ve Romanya gibi ülkelerde bu sistem bir süredir uygulandığı halde, bizde ilk örnekleri ancak çok yakın zamanda görülmeye başlandı. Ancak uygulamanın diğer ve en önemli ayağı olan insanların da bisiklet ve bisiklet eğitimi vb. konularda mutlaka bilgilendirilmeleri gerekiyor. Yani bisikletle ilgili anlayışımızın yenilenmesi, bakış açımızın değişmesi her türlü uygulamanın ilk adımı. Örneğin, Avrupa’da toplam yolculukların %5’i bisikletle gerçekleşiyor, yani günde 50 milyon bisiklet yolculuğu yapılıyor. Bisiklet kullanmak hava ve ses kirliliğini nasıl azaltır? Bisikletlere yönelik artan ilginin bir başka nedeni de küresel ısınmanın vardığı ürkütücü boyut. Bilindiği üzere bu problemin en büyük yaratıcılarından birisi sera gazlarının salınımı. Öyle ki, bu gazların salınımı küresel ısınmanın neredeyse %13.5’ini oluşturuyor. Doğalgaz, fuel-oil ve motorin gibi yakıtların hava kirliliğine ve doğaya verdiği zarar ortada. İşte bisiklet kullanımı, sera gazı emisyonunu azaltarak bu kirliliğin azalmasına ciddi katkılarda bulunabilir. Ses kirliliği de aynı oranda problem. Benzer şekilde park yeri 48