TED Meşale Dergisi Aralık 2012 15. Sayı | Page 32

sanat ya da hobiye dayalı sosyal alanlara yönlenmeleri, bunları sürdürmeleri ve bir yaşam tarzı haline getirmeleri konusunda sınıf ve branş öğretmenlerinin işbirliğiyle sosyal etkinlik ve kulüp çalışmalarının yapılması, bu çerçevede bilimsel ölçme araçlarının kullanılması ülkemizdeki tüm eğitim kurumlarında yaygınlaştırılmalıdır. Böylece ailelerin çocuklarını sosyal etkinliklere yönlendirirken daha profesyonel yardım almaları mümkün olacaktır. Aktivite sayısına dikkat! Çocukları sosyal etkinliklere yönlendirmede dikkat edilmesi gereken son bir nokta da etkinliklerin makul sayıda olması gerektiğidir. Çocuğun seçiminin yanına ailenin farklı beklentileri, komşu ya da arka- 30 daş çocuklarının gittiği popüler etkinlikler, akademik başarıya katkı sağladığı için seçilen başka faaliyetler eklendiğinde tüm bunları bir araya getirme çabaları karmaşaya dönüşebilmektedir. Okul-ev-sosyal etkinlik dengesinin iyi kurulması gerekmektedir. Son yıllarda okul dışındaki zamanının çoğunu bale, resim, eskrim, dans, satranç, bilim atölyeleri, voleybol vb. sanat, spor ve diğer alanlara dönük sosyal etkinliklerde geçiren çocukların sayısı artmaktadır. Katıldığı sosyal etkinlik sayısı iki veya daha fazla olan çocukların sayısı azımsanmayacak derecededir. Okul-evsosyal etkinlik üçgeninde yoğun programa sahip çocukların hem fiziksel hem de zihinsel yorgunluklarının yanı sıra dinlenme, oyun oynama, arkadaşlarıyla ve aileleriyle vakit geçirme haklarının ellerinden alındığı göz ardı edilmemelidir. Bunlar akademik ve sosyal başarıdan daha önemli ihtiyaçlardır. Ayrıca birçok faaliyet arasında gidip gelen ve vakit darlığı nedeniyle bir alanla ilgili gerekli çalışma ve pratikleri gerçekleştiremeyen çocukların başarı göstermesinin güç olabileceği unutulmamalıdır. Sosyal alanlardaki başarısızlık, hayal kırıklığı ile birlikte özgüven kaybına yol açmaktadır. Okul dışı etkinlikler ancak çocukların istek, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda ve makul sayıda olduğu sürece amacına hizmet etmektedir. Günümüz dünyasında iş odaklı, akademik becerilere sahip bireyler olmanın yanı sıra; çalışkan, motivasyonu yüksek, iletişimi güçlü, sosyal becerileri gelişmiş, sosyal ve toplumsal duyarlılığı sahip kişiler iyi iş bulmanın yanında mutlu bir yaşam sürdürmektedir. Bu nedenle aileler çocuklarının sosyal becerilerini geliştirme çabalarında haklıdır. Anne-babalar sosyal etkinliklere çocuklarını yönlendirirken ilgi, istek ve yetenekleri yanında bilimsel verilere dayalı olarak onları iyi tanıyan öğretmen ve eğiticilerden yardım almalıdır.