TED Meşale Dergisi Aralık 2012 15. Sayı | Page 29

ilgili her türlü karar uzun araştırmalara dayalı olarak veriliyor. Bu kararların ana belirleyicisi, anne babanın dünya görüşü ve kendi özgeçmişleri sanki. Ebeveynler, yaşamlarında yapmak isteyip de yapamadıkları işler için kendi çocuğunu mümessil kılabiliyor. Bu durumda çocuk kendisini “sülale”nin tek çocuğu olarak spot ışığı altında görmeye başlıyor. Çevredeki kursların tamamı gözden geçiriliyor, daha önce bu kurslara gitmiş olanlardan bilgi toplanıyor ve özellikle anne odaklı bir kurs serüveni başlıyor. Aslında ailenin tek çocuk yerine üç çocuğu olsa ilgi, sevgi, zaman, temas üçe bölünecek. Ama tek çocuk olduğu için herkesin gözü tek çocuğun üzerinde. Bu nedenle tek çocuk doz aşımından gidebiliyor. Bu durum çocuğun ego gelişimini bazen istenmeyen biçimlerde etkileyebiliyor. İşte bu karmaşa içinde nadiren de olsa iki yaşından, ama çoğunlukla dört-beş yaşlarından itibaren kurs macerası başlıyor. Trend’ler, aileler arası sohbetler, reklamlar ve benzeri daha birçok kaynak hangi kursun daha faydalı ve gerekli olduğunu belirlerken ölçüt olabiliyor. Çocuk psikolojisinde ortak kabul gören ilkelerden biri de “daha fazla, daha iyi değildir” ilkesidir. Çocuk ne kadar fazla kursa giderse, ne kadar çok şey öğrenirse o kadar iyi olmayabilir. Burada önemli olan ilgi ve yetenek kelimeleridir. Bir çocuğun belirli bir konuya ilgisi olabilir, yeteneği olmayabilir. Yeteneği olabilir ama ilgisi olmayabilir. Hem yeteneği hem ilgisi olabilir. Son olarak, hem yeteneği hem ilgisi olmayabilir. Bu durumda aileler için ölçüt, ilgi ve yeteneğin buluştuğu noktadır. Sıklıkla rastlanan durumlardan biri ebeveynin kendi ilgi ve yetenekleriyle çocuğunkileri karıştırmaktır. Dikkate alınması gereken en önemli husus, popüler veya ebeveynin hoşuna giden değil, çocuğun ilgi ve yeteneğinin birlikte görüldüğü alanda bir kurs seçilmesidir. Çocukların erken yaşlarda zengin uyarıcılarla karşılaşması elbet önemlidir. Ancak bunun yolu her çocuk için biriciktir. Bazı çocuklar kurslara devam etmeyi anne babayla bir pazarlık konusu haline getirebilirler. Bu durumda kurs, çocuğun bazı taleplerini yerine getirtmenin bir aracı olabilir. Bu gibi durumlarda kimi çocuklar kursa devam konusunda ısrar edilmesini bekleyebilir. Özyönetimi güçlü çocuklar, bir kursun kendisi için uygun olup olmadığını çok iyi algılayabilir. Böyle durumlarda ısrar edilmemesi ve çocuğun görüşünün doğrudan uygulanması önerilebilir. Israr etmek çocuğun beceri ve yet