TED Meşale Dergisi 27. Sayı | Page 58

KÜLTÜR - SANAT ILHAN BERK şaİr- lerİn h ayat ı yoktur Behçet Necatigil’in deyimiyle “şiirimizin uç beyi”, kendi söyleyişiyle “uzun bir adam” İlhan Berk, 1918 yılında Manisa’da dünyaya gelir. 90 yıl gibi ortalamanın üzerinde bir ömür sürecek şairin yaşamının merkezinde her zaman şiir yer alacaktır. Esas olanın şiir olduğunu belirtmek üzere bir kitabında “şairlerin hayatı yoktur” diyecek kadar ileri giden Berk için her şiir yeniden doğmaktır. Bunu bir mecaz olmanın ötesinde görerek şöyle yazar: “Şiirle buluşmamız ki tansıkla buluşmadır bu, neredeyse dünyaya yeniden gelmektir. Bu da her şeyi yeni görüyor, dokunuyor, öğreniyoruz demektir. Bu yine şimdiye kadar dünya, insanlar, nesneler üstüne İlkokul öğretmenliğini tatmin edici bulmayarak Gazi Eğitim Enstitüsünün Fransızca bölümüne girer Berk. Ankara’da dar bir çevrede de olsa tanınan bir şairdir artık. 1935 yılından itibaren çeşitli dergilerde şiirleri yayımlanmaktadır. Toplumcu-gerçekçi bir çizgidedir bu yıllarda yazdığı şiirler. bütün bildiklerimizi bir yana atarak oradan bakmaktır. Öte yandan, bunun aynı zamanda büyük bir boşluğa düşmek; orada emeklemek, bocalamak olduğu da açıktır; değil mi ki dünyaya yeni geliniyordur. Hem şairler dünyanın yeni sözlüğünü yazmak için bunu her seferinde üstlenmişlerdir.” Şiir yazdığı kadar şiirin ne olduğu üzerine, şiirin dünyayla ilişkisi üzerine de uzun uzun kafa yoran az sayıdaki şairimizdendir Berk. Yaptığı işi son derece önemser. Sağlığını iyi koruması ve uzun yaşamak istemesi de işine duyduğu saygıdan ileri gelir. Modern Türk şiirindeki en büyük dönüşümü gerçekleştiren “İkinci Yeni Hareketi”nin önemli bir özelliği, bu başlık altında toplanan şairlerin birbirine benzer şiirler yazmadıkları halde belirli ortak noktalardan yola çıkmasıdır. Edebiyat tarihimizde “Beş Hececiler”, “Yedi Meşaleciler”, “Garip” gibi akımlarda şairlerin bir araya gelip belli bir şiir anlayışı doğrultusunda şiirler yazmalarına benzemeyen bir çıkışla yola koyulan İkinci Yeni’nin adı bile bu şairler tarafından koyulmaz. 1950’li yıllarda Ankara’da yayımlanan Pazar Postası gazetesinin yöneticisi Muzaffer İlhan Erdost, o dönemde gazetesinde bastığı, döneme göre oldukça ilginç şiirleri değerlendirirken ortaya atar bu ismi. Garip Hareketi’nin “Yeni Şiir” olarak adlandırılmasından yola çıkan Erdost’un bu yeni yaklaşımı İkinci Yeni adıyla anması edebiyat çevrelerinde de karşılık bulur. Anlatımcı şiirden uzaklaşan, özgün imgelerle anlamı çağrışıma bırakan bu şairler arasında Edip Cansever, Turgut Uyar, Ece Ayhan ve Sezai Karakoç’la birlikte İlhan Berk de vardır. 56 İlhan Berk, ilkokul ve ortaokulu Manisa’da tamamlar. Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra iki yıl ilkokul öğretmenliği yapar. İlk atama yeri Giresun’un Espiye nahiyesidir. Denizi ilk kez orada yakından görür. Yazar Sıdık Akbayır’ın aktardığına göre, Karadeniz’in hırçın dalgalarının duvarını dövdüğü bir odada kalır Espiye’de. Geceler boyu bu odada modern şiirin kurucularından, kendisi üzerindeki etkisini her zaman anacağı Arthur Rimbaud’nun şiirlerini okur. İlhan Berk, 1944 yılında Enstitü’den mezun olur. On yıl boyunca çeşitli illerde Fransızca öğretmeni olarak çalışacaktır. İlk uğrağı Zonguldak olur. Bugün, sanayileşmenin ve üretim şekillerinin biçim değiştirmesiyle yeni kuşakların zihninde aynı etkiyi uyandırmasa da Zonguldak uzun yıllar boyu bir “işçi başkenti”dir Türk kamuoyu için. İlhan Berk de buradaki maden işçilerinin çalışma koşullarından ve yaşam standartlarından etkilenir. 57 57