TED Meşale Dergisi 27. Sayı | Page 54

Denizaltı Jules Verne’in öngördüğü icatların en ünlüsü, kuşkusuz ki “Denizler Altında 20.000 Fersah” yolculuğa imkan sağlayan, elektrikle çalışan devasa denizaltı Nautilus’dur. O dönemde mucitler denizaltılar üzerinde çalışıyorlardı, ancak denizaltıya güç sağlama için dönemin teknolojisi yetersizdi. Elektrik, Verne’in kitabı yayınladığı 1870 yılında çok yeni bir teknolojiydi ve denizaltı için ihtiyaç olan enerji açığını kapatabilme potansiyeline sahipti. 1880’li yıllarda, mühendisler ilk elektrikli denizaltıları inşa etmeyi başardılar ve bunların çalışma mantığı Verne’in hayal ettiği ile birebir aynıydı. Kitap yayınlandıktan yedi yıl sonra, İspanyol Donanması, ilk elektrikli denizaltıyı su ile buluşturdu. Ayrıca denizaltıların mucidi sayılan Simon Lake, Jules Verne’den ilham aldığını açıkça söylemiştir. Verne’in romanlarının aslında yaşanmış olaylar olduğuna inanan ve kendilerine “Vernist” (Vernian) diyen kişiler mevcut. 52 Helikopter Hologram Jules Verne, “Karpatlar Şatosu” öyküsünde Transilvanya dağlarında yaşayan sürreal ve ilginç bir baronun yaşamını anlatır. Baronu ziyarete gelen bir arkadaşı, çok zaman önce ölmüş bir opera sanatçısını kasvetli şatoda şarkı söylerken görür. Ziyaretçi bu gizemli olayı araştırdığında, aslında bunun bir cihaz aracılığıyla elde edilen üç boyutlu görüntü olduğunu fark eder. Yani günümüzde kullanılan hologram teknolojisinin çok benzeri bir sistem. 1883 yılında kaleme aldığı “İnatçı Keraban” adlı romanında hiç görmediği İstanbul’u ve Trabzon’u, Hollandalı bir tüccar ile uşağının gözünden anlatır. Jules Verne, 1886’da “Fatih Robur”u yazdığında, uçuş teknolojisi henüz gelişme aşamasındaydı. İlk uçağın tasarımına, yani Wright kardeşlerin meşhur prototiplerini yapmalarına daha onlarca yıl vardı. Dönemin mucitleri hala planör benzeri tasarımlar ve balonlarla denemeler yapıyordu. Hikâyenin başkahramanı Robur, hava makinelerinin geleceğini cesurca beyan ediyordu. Robur’un kendi yaptığı makinesi “Albatros”, modern helikopterin atası olarak nitelendirilir. Albatros, yere paralel olarak hizalanan çok sayıda pervane tarafından kaldırılan kayan bir platformdur. Yayınlandıktan sonra hikâyenin halk arasında alay konusu olduğunu belirtmekte fayda var. Her gün, sabah beşte kalkıp gece ona kadar on beş saat yazan Verne, yazmadığı günlerde zamanını, kütüphanelerde bilimsel kitap ve yayınlar okuyarak ya da tren istasyonlarında yolculuk yapan insanların tavırlarını inceleyerek geçiriyordu. Güdümlü Füze Verne ne kadar istemese de, kitaplarında bahsettiği gelecek öngörüleri sadece insanlığın yararına olacak teknolojilere ilham olmamıştır. 1896 yılında kaleme aldığı “Bayrağa Karşı” hikayesinde, çılgın mucit Thomas Roch tarafından tasarlanan süper silah “Fulgurator”dan bahseder. Roch’in icat ettiği patlayıcı füze, havadaki değişimlere duyarlıydı ve havadayken rotasını değiştirebiliyordu. Yani güdümlü bir füzeydi. Güdümlü füzeler, Verne’den yaklaşık 50 yıl sonra II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından kullanılmaya başlandı. Ardında 60’dan fazla roman ve 4000’den fazla hikaye, tiyatro oyunu, makale bırakan Jules Verne’in eserleri 148 dile çevrildi. 53