TED Meşale Dergisi 27. Sayı | Page 44

KÜLTÜR - SANAT BARIŞIN KRALİÇESİ: Puduhepa’nın hikâyesi Antik Çağ’dan Orta Çağ’a kadar Kilikya olarak adlandırılan Çukurova bölgesine uzanır. Puduhepa, gençliğini, bölgede hüküm sürmüş Kizzuwatna Krallığı’nın, Lawazantiya* kentinde geçirir. Kendisinden sonraki birçok yazıtta, kil tablette ve kaya kabartmasında “Kizzuwatna Ülkesi’nin kızı, Tanrı’nın gözdesi” olarak takdim edilecek olan genç kızın bir İştar rahibesi olması tesadüf değildir. Babası, aşk ve savaş tanrıçası İştar’ın hizmetindeki soylu baş rahip Pentipsarri’dir. isteği” ile gerçekleşen kutsal bir evliliktir. Puduhepa, Kadeş Savaşı’nı takriben 1 yıl sonra evlendiği kumandanla Hattuşa’daki saraya değil, kumandanın valisi olduğu Yukarı Ülke’nin başkenti Hakpis’e gitmiş ve bir mektubunda burada büyüttüğü çocuklardan bahsetmiştir. Bu çocuklar büyük ihtimalle III. Hattuşili’nin önceki eşlerine aittir ve Puduhepa onlara da annelik etmiş, onları kanatları altına almıştır. Savaş dönüşü yolda ölen Mutavalli’nin yerine oğlu Urhi-Teshub bir süreliğine geçtiyse de taht kavgasını amcası III. Hattuşili kazanmıştır. M.Ö. 1267’de III. Hattuşili Büyük Hitit Kralı (Tabarna); eşi Puduhepa da Büyük Hitit Kraliçesi (Tavananna) olmuştur. Fal, şifa ve eczacılık alanlarında ün yapmış Kizzuwatna topraklarının büyüsü, binlerce yıldır kadını el üstünde tutan Hurri toplumunun gelenekleri ve bir rahibe olarak yetişmenin beraberinde getirdikleri, Lawazantiyalı bu genç kızdan kudretli bir kraliçe yaratmıştır. Kültür ve din bağlamında, Orta Anadolu’da Hititlerden önce varlık gösteren Hattiler kadar Kizzuwatna’ya egemen olan Hurriler de her dönemde Hitit İmparatorluğu üzerinde büyük bir etkiye sahip olmuştur. Bir Hurri olan Puduhepa da gün gelecek bir Hitit kralı üzerinde büyük bir etkiye sahip olacaktı. Antik Çağ’da barışın sesi Anadolu’dan yükseldi! Üstelik barış düşüncesini, erkeklerin şekillendirdiği haşin bir dünyada, savaşın tam da ortasında; kendinden emin, yüksek sesle bir kadın dillendirdi. Bir ülkenin ve bir dönemin kaderini, siyasi tarihini bir kadının elleri şekillendirdi. O ses, o eller, dünyanın eşitlik ilkesine dayalı ilk yazılı antlaşması Kadeş Antlaşması üzerine, kralınkinin yanında kendine ait mührünü basabilen tek kraliçeye, büyük Hitit Kraliçesi Puduhepa’ya ait. 42 M.Ö. 1275 – 1276 dolaylarında Kumandan III. Hattuşili, Mısır ile Hitit İmparatorluğu arasında baş gösteren Kadeş Savaşı’nda kardeşi Kral Muvatalli’ye yardım etmek için savaş meydanlarında at sürmüş; ülkesine dönerken koruyucu tanrıçası İştar’a gerekli kurbanları sunmak için Lawazantiya şehrine uğramıştır. III. Hattuşili’nin otobiyografisinden anlaşıldığına göre, Tanrıça İştar ona rüyasında görünmüş ve Lawazantiya’da rahibelik yapan Puduhepa ile evlenmesini emretmiştir. Yani bu evlilik “tanrının Yıllar içerisinde barış yanlısı kraliçenin düşünceleri kocasını da etkilemiş ve bu fikir birliği tarihin seyrini değiştirmiştir. Kadeş Savaşı’ndan 16 yıl sonra M.Ö. 1258’de III. Hattuşili ile Mısır Firavunu II. Ramses arasında imzalanan ve dünyanın ilk eşit devlet antlaşması olan Kadeş Barış Antlaşması’nın bir yüzünde Kral III. Hattuşili’nin, diğer yüzünde de Büyük Kraliçe Puduhepa’nın mühürü bulunmaktadır. *Lawazantiya şehrinin konumu tam olarak bilinmese de, yerinin Elbistan’da yer alan Karahöyük ya da Ceyhan Ovası’ndaki Tatarlı Höyük olduğu düşünülüyor. 43