TED Meşale Dergisi 26. Sayı | Page 20

DOSYA KONUSU OKULLAR DEZAVANTAJLI ÖĞRENCİLER İÇİN FARK YARATABİLİR Mİ? Türkiye’de “nitelikli okul” tartışmalarının eğitim gündeminin odağını oluşturduğu bugünlerde, Türk Eğitim Derneğinin düşünce kuruluşu TEDMEM, sosyoekonomik olarak dezavantajlı öğrencilerin potansiyellerini tam olarak ortaya koyabilmelerine destek olma konusunda okulların rolünü ve önemini ortaya koyan bir çalışma hazırladı. “Okullar dezavantajlı öğrenciler için fark yaratabilir mi?” sorusuna cevap aranan çalışmada, Türkiye’de zorunlu eğitim çağındaki öğrencilerin temel beceri problemlerinden yola çıkarak özellikle dezavantajlı öğrencilerin topluma tam katılımı için sahip olmaları gereken becerileri edinmeye yardımcı olacak kişisel özelliklerden okul özelliklerine kadar pek çok faktör ele alındı. Ayrıca, öğrencilerin sosyoekonomik düzeyleri ile okuldaki başarılarının ilişkili olduğu sonucunun ortaya konduğu çalışmada, sosyoekonomik dezavantajlarına rağmen akademik olarak başarılı olan öğrencilerin bu başarılarının ardında yer alan etmenlere vurgu yapıldı. 18 Çalışmada PISA 2015 bulguları ışığında Türkiye’deki öğrencilerin ekonomik, sosyal ve kültürel düzeyleri bakımından %64’ünün dezavantajlı olduğu sonucuna yer verildi. Sosyoekonomik olarak dezavantajlı olup beklenenden yüksek akademik başarı gösteren, başka bir deyişle “akademik yılmazlık” sergileyen öğrenci oranının ise %21,8 olduğu sonucu ortaya koyuldu. Akademik yılmazlık gösteren öğrencilerin belirgin ortak özelliklere sahip olduğunun belirtildiği çalışmada; “Akademik yılmazlık, kişisel özelliklerle ilişkili olmasına karşın, doğru eğitim politikaları ve okul uygulamalarının dezavantajlı öğrencilerin dezavantajlarını önemli ölçüde azaltarak akademik yılmazlığı artırabileceğini göstermektedir.” ifadesine yer verildi. TEDMEM’in çalışmasında öne çıkan bulgulardan bazıları şöyle: Sosyoekonomik düzey akademik başarının güçlü bir göstergesi PISA 2015 sonuçlarına göre, sosyoekonomik olarak dezavantajlı öğrencilerin, sosyoekonomik olarak daha avantajlı akranlarına göre temel yeterlik seviyesine (Seviye 2) ulaşamama riski 2,8 kat daha fazla görünüyor. Türkiye’de ise bu risk 2 kat daha fazla. Bu riskin büyüklüğü ülkeden ülkeye değişiklik göstermekle beraber, PISA’ya katılan tüm ülkelerde sosyoekonomik dezavantajlar ve düşük performans arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülüyor. Bu durum okul sistemlerinden bağımsız olarak, sosyoekonomik koşulların öğrencinin başarısı üzerindeki etkisinin yaygınlığını gösteriyor. Sosyoekonomik olarak dezavantajlı, akademik olarak başarılı öğrenciler PISA uygulamasına katılan birçok dezavantajlı öğrenci, yalnızca kendi ülkelerinde değil, küresel olarak da sosyoekonomik dezavantajlarına karşın beklenenden yüksek performans göstermeyi başarıyor. Sosyoekonomik olarak dezavantajlı olup akademik başarısı yüksek olan öğrenciler akademik yılmazlık gösteren (resilient) öğrenciler olarak nitelendiriliyor. OECD ülkeleri ortalamasında dezavantajlı öğrenciler arasında akademik yılmazlık gösteren öğrenci oranı %29,2 iken Türkiye’de akademik yılmazlık gösteren öğrenci oranı %21,8 değerinde. Hong Kong, Singapur ve Japonya’da 10 dezavantajlı öğrenciden 4 ila 6’sı akademik yılmazlık gösterirken, Türkiye’de 10 dezavantajlı öğrenciden yalnızca 2’si dezavantajlarına karşın akademik başarı gösterebiliyor. Akademik yılmazlık gösteren öğrenci oranını 19