TED Meşale Dergisi 24. Sayı | Page 18

Öğretmen Sosyal Karşılaştırmalardan Kaçınmalı ve Her Öğrenciye Göre Öğretim Hızı Belirlemelidir Öğrenme ortamında sosyal karşılaştırmalardan ka- çınmak en iyisidir. Yüksek başarılı öğrenciler toplum ta- rafından bilinmekten hoşlansalar ve başarı seviyeleri bir önceki başarı seviyelerini aştığında övülmeleri ge- rekse de, zorlananlar veya “Aptal” gibi görünmekten endişe edenler için sosyal karşılaştırmalar heves kırı- cı olabilir. Bunun yerine öğretmenler, bir öğren- cinin çalışmasını diğerininki ile karşılaştırma- dan her bir öğrencinin kendi çalışmasında yaptığı ilerlemeyi dikkate alabilir. Öğrenci değerlendirmelerini sınıf ortamında aktarmanın en iyi yolu öğrenciyle yalnız iletişim kurmaktır. “Mükemmel”, “zekice”, “şaşırtıcı” gibi öğrenciye neyi iyi yaptıkları ile ilgili herhangi bir belirgin bilgi sunmayan övgülerden kaçınılması en iyisidir, çünkü bunlar yüksek nitelikli çalışmayı tekrarlamak için yönlendirme içermez. Öğrencilerin, hatalarını veya yanlış cevaplarını, sonuç değerlendirmesi veya yetenek göstergesi gibi görmeleri yerine öğrenme fırsatı olarak görmelerini destekleyin. Eğer öğretmenler iyi puanlara övgü yoluyla çok ilgi gösterirlerse ve hataları fazla görünür kılarlarsa (örn. öğrenci kâğıtlarındaki kırmızı düzeltmeler), öğrenciler hataları değersizleştirebilir ve bunları öğrenmenin doğal bir parçası olarak görmek istemeyebilirler. 16 Öğretim hızını olabildiğince bireyselleştirin. Bazı öğrencilerin bir konuda yeterlilik kazanması diğerlerinden daha uzun sürebilir, bu sebeple onlara daha fazla zaman verilmelidir. Irk, Cinsiyet, Sosyo-Ekonomik Sınıf, Öğrencinin Yeteneği ile İlgili Beklenti Oluşturmak için Sağlam Temeller Değildir Öğretmenler, yüksek beklentilere sahip oldukları öğ- rencileri için daha destekleyici bir duygusal iklim, daha açık geri bildirim, daha fazla dikkat, daha fazla öğretimsel zaman ve sonuçta daha fazla öğrenme fır- satı sağlamaktadırlar. Bu farklılık gösteren davra- nışlar zaman içerisinde yüksek ve düşük performans gösteren öğrenciler arasındaki başarı farkını artırabi- lir. Bir öğrencinin zayıf akademik geçmişi, o öğrenci için mutlak son söz olarak algılanmamalıdır. (örn. geçmişte bu öğrencinin yeteneğini zayıflatan fakat artık geçerli olmayan azaltıcı faktörler olabilir) Bunun yerine öğretmen, öğrenci ile ilgili geçici varsayımının yanlış olduğunu göstermek için bunu bir fırsat olarak kullanabilir. Ayrıca, ırk, cinsiyet ve sosyal sınıf da öğ- rencinin yeteneğiyle ilgili beklenti oluşturmak için sağlam temeller değildir.