TED Meşale Dergisi 23. sayı | Page 61

Çağımızda gıda maddeleri ve suyun israf edilmesi Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun gündemindedir . Hayatın akışını doğrudan etkileyen unsurlarla ilgili tasarruf tedbirleriyle , günden güne artan dünya nüfusu içinde daha fazla kişiye daha kaliteli hayat sunmak amaçlanmaktadır . Bunun yanı sıra genel olarak israf kavramının gezegenimizi yaşanamayacak bir geleceğe sürüklediğini ortaya koyan bilimsel çalışmaların sayısı hızla artmaktadır . İsraf dendiğinde sadece , ihtiyaçtan fazla ürün satın alınması , çeşitli alanlardaki malzemelerin kullanım ömrü dolmadan çöpe atılması , muslukların açık bırakılması gibi durumlar düşünülmemelidir . Üretim aşaması da israfın önemli bir bölümünü oluşturur . İhtiyaç fazlası üretim , dengesiz tüketimle bir araya geldiğinde korkunç sonuçlar doğurur . Alışveriş çılgınlığının bir yaşam biçimi haline geldiği günümüzde , israfın engellenmesi için bireylerin hayata bakışının değişmesi önem arz eder .
Kâğıt israfı , temel tüketim maddelerinin yanında sözü pek edilmeyen ancak , ciddi bir ekonomik götürüsü bulunan bir alan . Kâğıt üretiminde ağaçların kullanıldığını herkes bilse de 1 ton kâğıt elde etmek için 24 ağaç kesmenin gerektiği her zaman akılda tutulan bir bilgi değil . Dünya üzerindeki her bir ağacın ortalama 3 insanın ihtiyacı olan oksijeni ürettiği ise üzerinde durulmayan bir nokta . Beyaz kâğıt üretmek için kullanılan klor bazlı beyazlatıcının suya ve toprağa karışarak tarım ürünlerini etkilemesi ve çöpe atılan kâğıtların çürüdükçe karbondioksitten 25 kat daha zehirli metan gazı yayması da hesaba katılırsa , bilinçsiz kâğıt tüketiminin sağlık ve çevre felaketlerine yol açacak boyutta olduğu görülür .
Yapılan araştırmalar , son 40 yılda kâğıt kullanımının yüzde 400 oranında arttığını ortaya koyuyor . Oysa dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla kâğıt tüketiminin azalacağı iddia ediliyordu . 2030 yılında dünyada yıllık kâğıt tüketiminin 600 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor . Bu miktarı karşılayacak ağaçların kesilmesinin , erozyon ve hava kirliliği başta olmak üzere birçok soruna neden olacağı biliniyor . Uzmanların bu sorunun çözümü için önerdiği en etkili yol geri dönüşüm . Bunun için bireylerin , başta yerel yönetimler olmak üzere çeşitli kurumların ve sanayicilerin , hatta kimi noktalarda devletin işbirliği gerekiyor . Öncelikle ev ve iş yerlerindeki kâğıt atıklarının diğer çöplerden ayrı biriktirilmesi , çöpler toplanırken kâğıtların farklı bir yerde depolanması , daha sonra bu atıkların geri dönüştürülmek üzere ilgili tesislere ulaştırılması için gerekli organizasyona sahip ülkeler hem ekonomik hem de çevresel fayda sağlayabiliyor . Türkiye ’ de ise kâğıt üretimi ve geri dönüşümünün tek adresi konumundaki Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları Anonim Şirketine ( SEKA ) ait , 1934 yılında kurulmuş tesis 2005 tarihinde kapatıldı .
Geri dönüşüm sayesinde kâğıt üretimi için daha az ağaç kesilmesi ve ağaçtan elde edilen hammaddenin işlenmesi sırasında ortaya çıkan enerji kaybının en aza indirilmesi mümkün . Bu yöntemle , enerjide yüzde 25 ile 70 , su kullanımında yüzde 60 oranında tasarruf sağlanırken su kirliliği ve çöp hacminde yüzde 40 azalmayı yakalamak da mümkün . Ancak , kağıtların geri dönüşüme yollanması başlı başına bir çözüm değil . Çünkü kâğıt lifleri , geri dönüşüm işlemine ortalama 5 kez dayanabiliyor . Bu yüzden kâğıt kullanımında daha dikkatli davranmak küresel ölçekte fayda sağlayacak bir yöntem . Ailede başlayıp okul hayatında sürdürülecek alışkanlıklarla kâğıda yaklaşımın , dünyanın geleceğiyle doğrudan ilişkili olduğunun öğretilmesi bunun temel adımıdır .
61