Gözde ATALAN - İZMİR
Ne olabilir ki?
Hani bazen bulunduğunuz yer hatta aldığınız oksijen
bile sizi boğar ve git gide daha fazla nefessiz kaldığınızı hissedersiniz ya, işte benim TED ile yollarımın
kesiştiği an tam da böyle bir andı. Kendi kendime “Ne
yapıyorum ben? Daha neler yapabilirim? Acaba benim dışımda aynı endişelere sahip insanlar var mı?”
derken katıldım aranıza. TED Aliağa Kolejindeki ilk
kurs gününden sonra “Evet nerde kalmıştık?” dedim
ve hemen arkasından “Yalnız değilmişim.” Ne kadar
çok şey yapabilirmişiz aslında. Çok kolay olduğu halde
öyle kaptırmışım ki kendimi rutine, farkında olmadan
atlamışım birçok şeyi ya da bırakmışım, pes etmişim.
İlk eğitimimden sonra, ders içi aktivitelere, dinlemelere ve oyunlara yeniden başladım.
Bu hem bende, hem de öğrencilerimde motivasyon
artışı sağladı. Hatta bazı öğrendiğimiz aktiviteleri birlikte değiştirip, yeni oyunlar kurup, bunları bir sonraki
toplantıda paylaştım. Böylelikle öğrencilerimle ekip
haline geldik. Hatta okulumuzda sınıflar arası İngilizce
40
oyun turnuvaları düzenledik, yarattığımız oyunlara
isimler uydurduk. Kurs boyunca, lisans döneminde
edindiğim birçok bilginin güncellenmiş halleriyle tekrar karşılaşma şansım oldu. Lisanstayken aldığınız
dersler hep havada kalıyordu, çünkü insan teorik bilgilerin nasıl kullanılabileceğini öğretmenlik deneyimi
ile pekiştiriyor, anlıyor. Onun için bu seminer boyunca
edindiğim teorik bilgilerle farkındalığımı arttırdım.
En önemlisi ise, seminerin hala etkisini arttırarak
devam ediyor olması. Kurs arkadaşlarımla ve
değerli eğitmenimle interaktif olarak görüşmekteyiz.
Duyduklarımızı, sınıf içi uygulamalarımızı paylaşıp
devamlı yenilenme fırsatına sahibiz. Kısacası, tekrar
tüm hücrelerim oksijenle dolmuş durumda, bu benim
için “ne olabilir ki” ile başlayıp “neler neler olurmuş” ile
bitmeyecek bir serüven.
Derya TURNA AYVAZOĞLU - ANTALYA
Öğretmenlik, birlikte saatlerimizi geçirdiğimiz kişiler
öğrenciler olunca, insan ruhunun hep genç, canlı ve
hatta maceracı olarak kaldığı, üstelik eğlenerek para