“Madem zamanı
durdurmanın çaresi yok,
madem zaman akacak, bari,
geçişini iyice hissetsek.”
Yazarın, adını Yunus Emre’nin bir
dizesinden aldığı biyografi kitabı Ölürse Ten
Ölür Canlar Ölesi Değil, bu alanda yazılmış
en önemli çalışmalardandır.
Haldun Taner, Sait Faik’in açtığı modern
öykü yatağında coşkun akan bir ırmak
olarak karşımıza çıkar. Türkçenin
olanaklarını çağdaş anlatı teknikleriyle
birleştirerek oluşturduğu öykü dünyası
onu Türk öykücülüğünün kurucuları
arasına yerleştirir. Toplumsal gözlemlerin
yanı sıra psikolojik çözümlemelere yer
veren anlatımı Haldun Taner’i özgün kılan
özelliklerdendir. Öte yandan Haldun Taner
edebiyatının öne çıkan ögelerinden olan
mizah, bu öykülerin başrolündedir. Haldun
Taner’in ilk öykü kitabı Yaşasın Demokrasi,
1949’da yayımlanır. Bunu sırasıyla, Kızıl
Saçlı Amazon, Tuş, Şişhane’ye Yağmur
Yağıyordu, Ayışığında Çalışkur, On İkiye Bir
Var, Sancho’nun Sabah Yürüyüşü, Gülerek
Ölmek ve Yalıda Sabah izler. Taner, On İkiye
Bir Var adlı eseriyle 1955 yılında ilk kez
verilen Sait Faik Hikaye Armağanı’nı, bir
başka ustayla, Sabahattin Kudret Aksal ile
paylaşır.
Haldun Taner’in eser verdiği bir diğer tür de
sinemadır. 195 yılında yazdığı senaryosu,
Kaçak, filme aktarılır ve Türk Film Dostları
Derneği’nin en iyi senaryo ödülüne layık
görülür. 1957 yılında Orhan Kemal ve Ömer
Lütfi Akad’la birlikte kaleme aldığı Dağlar
Delisi Ferhat, Basın Yayın Senaryo ödülünü
kazanır.
1986 yılında hayata gözlerini yuman Haldun
Taner için Doğan Hızlan’ın söyledikleri,
onun yazı hayatını çok güzel özetler:
“İnsanlarımıza mizahın objektifinden
bakarak hikaye yaratan bir ustadır Haldun
Taner. Evlenmeyi bekleyen genç kızdan,
çıkarı peşinde koşan politikacıya, anılarını
yazmak isteyen emekli memurdan bir
eczanenin müşterilerine kadar yaşadığımız
toplumun geniş bir yelpazesini onun
hikayelerinde bulabilirsiniz. Her tür okur
onda kendini bulur ve ondan edebiyat
zevkini alır. Çünkü o edebiyatta tat almanın
ortak noktasını bulmuş, bunu çok okur
arasında bölüştürme ustalığını göstermiş
en