FELSEFE
FELSEFENİN BİREYSEL VE TOPLUMSAL İŞLEVLERİ
’Akıl ve mantığın çözemeyeceği sorun yoktur.’’
“ Şunu felsefe sayesinde öğrendim : başkalarının sadece kanun korkusundan
yaptıklarını , emir verilmeden yapıyorum.”
Aristoteles
Felsefe; eski dönemlerden beri varlık, doğa, bilgi,
ruh yaşam ve insan üzerine düşünmüş bu konu-
larda akla takılan soruları cevaplandırma amacı
içinde oluşmuştur. Bundan dolayı felsefenin ta-
rih içinde bir sürekliliği vardır ve uygarlık tarihle-
rinde çok etkili olmuştur.
Hazırlayan:
Nuran FINDIKGİL Felsefe Öğretmeni
18
TED KAYSERİ KOLEJİ
Süreç incelendiğinde felsefi yaklaşımların engel-
leri aşmamıza ve gerçeğe ulaşmamızda yardımcı
olduğu etkisi yadsınamaz. Gerçeği görebilmek
için hayata objektif bir gözle bakmamız gerekir.
Hayatın dışına çıkıp hayatı göremeyeceğimiz için
içeride felsefi bir tutum edinebiliriz. Bu yüzden
felsefe, insanı aldatabilecek etkenleri bertaraf
etmemizi sağlar. Yanılgılara kapılmamayı ve ger-
çeği keşfetmeyi felsefe sayesinde başarabiliriz.
En büyük işlevlerinden biri de aldatıcı hevesler-
den insanları uzak tutmaya çalışmasıdır. Böylece
insanoğlu geçici olaylara kapılmayıp kalıcı ola-
nı düşünmektedir. Hatta filozofça bir davranışın
tanımı hayatın maddi hırslarını bırakmak, fani
dünyada anlık zevklere yol vermemek olarak da
yapılabilir.
İnsanın bilinçli bir varlık olarak yaşamını kendi
ellerinde tutabilmesinin bazı olanaklar veriyor
olması da felsefenin önemli yararlarındandır.
Felsefe aracılığıyla düşünen birey çok yönlü ve
ayrıntılı düşünebilen, anlama ve açıklama bece-
rileri yüksek ve tahmin yeteneği gelişmiş bireydir.
Böylesi bireylerin çoğaldığı toplumların huzuru,
refahı, mutluluğu artar ve ufku daha da genişler.
Aydınlanma Dönemi, rönesans ve reform hare-
ketlerinin getirdiği modern dünya da kendini fel-
sefi düşünceye borçlu değil midir, zaten!
Tüm bu bağlamlar neticesinde felsefenin birey-
sel fonksiyonlarının başında, felsefenin insana
mutluluk ya da haz vermesi gelir. İnsan gerçek
amacına yalnızca maddi tatminlerle ulaşamaz.
O , gerçek amacına ruhsal ihtiyaçlarını karşıladı-
ğı zaman ulaşabilir. İnsanın ruhsal ihtiyaçlarının
başında ise merakını giderme, öğrenme, evreni
tanıma, kendisini anlama, şu dünyada geçen ya-
şamını anlamlandırma isteği vardır. Bu isteği ise
yalnızca felsefe karşılayabilir. Felsefe; insanlara
bağnaz olmamayı, önyargısız ve hoşgörülü ola-
bilmeyi kazandırır. İnsanlarda bu temel alışkan-
lıkları ve erdemleri geliştirir. Bireyi birey yapan
her türlü öge ; kendini tanıma, farklı fikirlere açık
olma, olgu ve olaylara akıl yoluyla çözümleme
getirme, bilinçli bir insan olma, özgürce düşüne-
bilme, ön yargılardan uzak durabilme, çok yönlü
bakış açısı geliştirebilme, kendi hayatına yön ve-
rebilme gibi bir çok yeti felsefenin bireysel fonk-
siyonlarını ifade etmektedir. Toplumu, birlikte
yaşanabilir hale getirmeye yarayan her türlü öge ;
bilgi toplumuna dönüşme, farklı toplulukların bir
arada yaşaması , ortak kültürde buluşma, devrim
ve gelişmelere açık olabilme, bilimlerin gelişme-
si, demokrasi bilincinin gelişmesi, insanların ken-
dini ifade edebileceği bir toplum oluşturma gibi
gereksinimlerde felsefenin toplumsal işlevlerini
apaçık ortaya koymaktadır.