SINAİ 8 | Page 50

MAKALE 50 SINAİ DÜNYA VE TÜRKIYE-AB İLIŞKILERI Doç. Dr. Çiğdem NAS İKV Genel Sekreteri Dalgalı seyretmekte olan Türkiye – Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir eşik: Mülteciler ve vize serbestisi… 2016 tek kelime ile ‘kötü’ bir yıl, adeta bir annus horribilis oldu. Muhammed Ali, Fidel Castro, Prince, David Bowie, George Michael, John Berger gibi dünyaca tanınmış sporcu, siyasetçi, sanatçı ve yazarların ölümünden tutun, sonu gelmeyen savaşlar, zorunlu göçler ve terör saldırılarına, Britan- ya halkının AB’den çıkma kararı ve Trump’ın ABD Başkanı seçilmesine kadar, 2016 hem moralleri hem de ezberleri bozan bir yıl oldu. AB’nin ilk Dış ve Güvenlik Politika- sı Yüksek Temsilcisi ve NATO eski Genel Sekreteri olan Javier Solana, 21 Aralık’ta yayımlanan bir yazısında 2016’nın jeopolitik bir devri sona erdiren yıl olup olmadığı so- rusunu ortaya attı. Gerçekten de 2016’daki olaylar; Batı’nın kendi içindeki değişimi, liberalizmin gerileyişi ve güç dengelerinin oynaması, çok kutuplu bir dünya düzenine doğru ilerleyişi ortaya koyuyor. Suriye’deki savaş, Avrupa’yı da tehdit eden terör, mül- teci akını, Britanya’nın AB’den çıkma kararı, ABD’de Donald Trump’ın Başkan seçilmesi yıla damgasını vuran olaylardan bazılarını oluşturdu. Uluslararası kurumların gerileyişi ve büyük güçlerin uzlaşamaması Suriye savaşında şiddet ve insani trajedinin bo- yutlarını her geçen gün artırdı. Savaş, çevre ülkeleri ve Avrupa’yı da özellikle mülteci sorunu ve terör ihracı üzerinden etkiledi. Türkiye’nin güneydoğu sınırlarını çevrele- yen bölgedeki çatışma ve istikrarsızlığın doğurduğu büyük ölçekli göç akınları 2016’da devam ederken, AB ile en yakın işbirliği alanlarından birini oluşturdu. Suriye’de 2011’den beri devam eden savaş, yaklaşık 11 milyon Suriyelinin evlerini terk etmesine neden oldu. IŞİD’in Suriye ve Irak’ta yayılması, ABD, AB ve Türkiye’nin Özgür Suriye Ordusu’nu desteklemeleri ve bunun karşısında Rusya, Çin ve İran’ın desteklediği Beşar Esad yö- netimi arasındaki karşıtlık, Suriye’de savaşın gidişatını da belirledi. Yılın sonunda ise Esad güçlerinin Halep’in kontrolünü büyük ölçüde ele geçirdiğini gördük. Bunun yanın- da, Türkiye’nin YPG’ye verilen destek ko- nusundaki rahatsızlığı, Rusya ile arasındaki yakınlaşma ve El Bab’da kazanılan mevzi Türkiye’nin Suriye stratejisinde radikal bir değişime zemin hazırladı. 2015 yazı ve sonrasında artış gösteren Su- riyeli mülteci akını, 29 Kasım 2015 tarihinde üzerinde uzlaşılan Türkiye-AB Mülteci Ortak Eylem Planı ve 18 Mart AB-Türkiye Mülteci Uzlaşısı ile Türkiye-AB ilişkilerinin en güncel ve acil konularından biri haline geldi. Mülteci konusunda iş birliği ve vize serbestliği süreci Suriye’deki savaşın devam etmesi radikal örgütlerin büyümesi için de uygun bir ortam oluşturdu ve IŞİD gibi örgütlerle bağlantılı terör eylemleri Türkiye ve Fransa, Belçika, Almanya gibi AB ülkelerini vurdu. Terörle ilişkili güvenlik endişelerinin artması ve göçmenlerin bir güvenlik riski olarak görülmeye başlanması Almanya, Fransa, Britanya ve diğer birçok ülkede aşırı sağın manipüle ettiği konuların başında geldi. Başlangıçta mülteci alımına açık bir politika benimseyen Almanya Başbakanı Angela Merkel daha sonra bu yaklaşımını değiş- tirmek zorunda kaldı. Türkiye ile 18 Mart 2016’da varılan AB-Türkiye Mülteci Uzlaşısı, AB’nin ve Almanya’nın Ege üzerinden mülteci akınını kontrol altına almak için bel bağladıkları en önemli araçlardan biri oldu. 18 Mart AB-Türkiye Uzlaşısı’nın nisan ayında uygulamaya koyulması ile Ege üzerindeki göçmen kaçakçılığına önemli bir sekte vurulmuş oldu ve geçişlerin sayısı Ocak-Şubat 2016’da 115 bin düzeyinden, haziran-temmuz döneminde 3 bin 300