33
nerede? Neden, hala sektörün nitelikli
eleman ihtiyacı karşılanamıyor.
Projeler, belli bir konuda, belli bir zaman
diliminde, belli sayıda kişiye yönelik
yapılan çalışmalardır. UMEM projesi de
23 haziran 2010 tarihinde büyük vaat ve
umutlarla hayata geçirildi. Çalışma ve
Milli Eğitim Bakanlığı ile iş hayatını temsil
edenler el ele verdiler. İşletmelere gidildi
ve soruldu ne kadar hangi mesleklerde
eleman ihtiyacınız vardır. Yüzün üzerinde
meslek lisesi seçildi ve son teknolojiyle
donatıldı. Meslek öğretmenleri sektör
ve üniversitede hizmetiçi eğitime alındı.
İşkur tarafından kursiyerler daha meslek
kurslarına başlamadan firmalarla buluş-
turulup eşleştirildi. Nitelikli eğitimcilerle
güncellenen atölyelerde mesleki eğitimle-
re başlandı. Günlük cep harçlığı verilerek
da verilerek eğitimi tamamlayanlar işe
başlatıldı. Teori olarak dört dörtlük bir
projeydi. Her yıl 200 bin beş yılın sonun-
da 1 milyon insan eğitilerek iş hayatına
kazandırılacaktı. Her işletme bir eleman
istihdam ederek işsizlikle büyük oranda
başedilecekti. Planlandığı ve beklendi-
ği gibi yürümeyen projeye daha sonra
İşkur’un zaten yaptığı çeşitli faaliyetler
ilave yapılarak mesafe alınmaya çalışıldı.
Böyle bir tecrübe ortadayken yeniden bu
tarz söylemin tek başına sorunu çözmeye
yetmeyeceğini düşünüyorum. Onlarca
projede; insan hareketliliği, bilgi transferi
ve eğitim gezileriyle tecrübe paylaşım-
larının beklendiği kadar hayata geçmiş
somut çıktıları olmadığı söylenebilir.
TOBB yetkilisi yaptığı açıklamada; 1,5
milyon üyenin 700 bininde 10 kişiden
az eleman çalışmakta olduğunu ve +1
eleman alma güçleri olmadığını belirtti.
İŞKUR destek ve teşvikleri artarak devam
ediyor. KOBİ’lere işlerini geliştirmeleri
için bir miktar faizsiz kredi de verili-
yor. Mesleki eğitim almış, genç, kadın,
engelli istihdam eden hatta yeni mezun
üniversiteli istihdamında bir yıl maaşın
yüzde 50’si, ikinci yıl yüzde 25’i devletten,
yemek ve yol vergiden düşülebilecek, 42
SINAİ
aya kadar SGK işveren payı desteği, bir
personel için yaklaşık 275 TL asgari ücret
avantajıyla işbaşı eğitim programında ye-
tiştirdiğin elemanı beğenirsen çalıştırma-
ya devam edebilirsin deniliyor. Daha ne
kaldı? Her şey düşünülmüş. Hala kayıtsız
ve yabancı eleman çalıştırmaya gerek var
mı? Potansiyel işgücüne sahip vatandaş-
larımıza sosyal devlet kapsamında yapılan
desteklerin de gözden geçirilmesi gereki-
yor. Diğer yandan üniversite mezunu işsiz
gençlerin yaklaşık yüzde 30’unun henüz iş
aramadığı tespit edilmiştir. Halen varolan
nitelikli eleman ihtiyacı karşılanamıyorken
yeni oluşturulan +1 eleman talebi nasıl
karşılanacak, sadece destek ve teşviklerin
açıklanması yeterli olacak mı? Biraz farklı
bir öneri olarak, öncelikle kamudan 65
yaşından geriye doğru genç üniversiteli
mezunların istihdamına kadro açmak
amacıyla zorunlu emekliliğin de bir nebze
fayda sağlayacağını düşünenlerdenim.
Herşey iyi güzel, meslek lisesinde üç
yıl teori ve pratik eğitim alıp meslek
diploması sahibi olan mezunlarımızla iş
hayatını niye buluşturamıyoruz. Gençler
neden hala üniversite kapısında yığılıyor.
Bu ülkenin bu kadar üniversite mezununa
ihtiyacı var mı? Biz meslek lisesi öğren-
cisini lise birinci sınıftan itibaren meslek
seçtirip ilk yıl haftada bir gün, her yıl
birgün artırarak ve işhayatına dahil ederek
işbaşında meslek öğretimine geçmezsek
bu buluşmayı son sınıfa bırakırsak meslek
sevgisini, üretmenin-kazanmanın-başar-
manın hazzını gençlere tattırmazsak soru-
nu çözemeyiz. Öğrenci, mezun olmadan
dört yıl staj yaptığı işyerinde başarılı olup
kendisi kabul ettirenlerin bence iş aramak
gibi bir sorunu olmayacaktır.
Bir dönem mesleki eğitimin önünde kat-
sayı engeli sorunu var deniliyordu. Katsayı
konusu çözüldü ama şikayetler devam
etmektedir. Bu sorun meslek liselerinde
okuyan akademik seviyesi belli düzeydeki
yaklaşık yüzde 25 öğrencinin sorunuydu.
Zira meslek liseleri üniversiteye öğrenci
hazırlayan eğitim kurumları değildir.
MAKALE
Sektöre nitelikli rekabet edebilir ürünleri
üretecek meslek adamı yetiştirmek için
açılan okullardır.
Bir de yeni moda bir Sanayi 4.0 konumuz
var ki, tüm dertlerimizi çözecek zannedi-
liyor. İmalat sektöründe elektronik, bilgi-
sayar ve otomasyon teknolojisini kullanan
belli ölçek ve sayıdaki sınırlı işletmemizin
orta ve uzun vadede geçebileceği bu
atılımla tüm sektör ve iş hayatının sorun-
ları bitmeyecektir. Sanayi 4.0 modelinin
mucizevi bir çare olarak görülmesi çok
yanlıştır.
Ülkemizdeki durumu eleştirirken bu so-
runla diğer ülkelerinde mücadele ettiğini
unutmayalım. Sürekli proje ve kampanya
yerine sağlıklı işleyen ilişkiye sağlayacak
bir sistemi kurma yolunda somut adımlar
atmak gerekiyor. Bu konuda çözümü
sadece devletten beklememeliyiz.
Ben de varım diyerek istihdam sefer-
berliğine desteğini açıklayan sektör ve
holding temsilcilerini tebrik ediyorum.
Taahhütler gerçekleştikçe diğerlerine
örnek olması için istihdam sayılarını da
açıklamaları faydalı olacaktır. Unutulma-
malıdır ki! Bu konuda mutlaka başarılı
olmak zorundayız.
Politika üretme konusunda hiçbir sıkın-
tımız yok. Çok orijinal fikirler çıkıyor ve
projelendiriliyor, ancak teoride her güzel
proje uygulamada başarılı olmuyor.
Sonuca gitmek ve uygulamada bazı
sorunlarımız var gibi. Her şeye rağmen
2023 hedeflerimiz var ve biz başarabiliriz.
Enerji kaynağı olarak doğalgazımız ve
petrolümüz olmayabilir ancak bizim enerji
dolu genç neslimiz var. Üretme heyecanını
gençlerde oluşturabilirsek diğer ülkeleri
şaşırtan geçmişteki başarı hikayelerini
yeniden yazabiliriz. Geriye kalanı mesleki
eğitim sistemimizi uygulamaya dayalı
olarak işhayatıyla entegre ederek yeniden
yapılandırmak ve çok çalışmaktır.