SINAİ 7 | Page 41

41 olan milletlerarası mübadele sisteminden ileri gelmektedir. Sanayileşmemiş bir ülke güçlü olamaz.(4) Türkiye, uluslararası stratejik konseptler açısından bakılırsa Avrasya’nın merkezinde. Türkiye bugün; doğunun erdemini, batının rasyonalitesini, güneyin eşitsizlik karşısındaki adalet arayışını, kuzeyin de ekonomik üretkenlik ve verimliliğini bir senteze kavuşturabilse -ki bunu yapabilecek birikimi var- önümüz büyük ölçüde açılır. Üretimini istediği anda dünyanın en uzak pazarlarına ulaştırabilen bir tüccar, mesajını anında gazetesine geçebilen bir gazeteci, en yeni akademik yayınları elinin altındaki bilgisayar aracılığıyla yayınlandığı anda takip edebilen bir akademisyen, dünyanın dört bir köşesindeki olayları anında televizyonundan izleyebilen bir insan için küreselleşme, bir imkan ve kapasite patlamasıdır. Beklentinin aksine 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan ve son çeyreğinde ivme kazanan bir şekilde bütün batı-dışı medeniyet havzalarında bir canlanma başladı. Japonya’da ekonomik bir güç doğdu.(5) Japonya’nın günümüzde dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip olmasında, Japon eğitim sisteminin olumlu etkisi olduğu düşünülmektedir. Japon eğitim sistemi gelişen SINAİ ve değişen dünyanın taleplerine cevap verebilecek bir şekilde sürekli reformlarla geliştirilmektedir. Japonya ülke kalkınmasına destek verecek ana eleman yetiştirmek için eğitim sisteminde mesleki eğitime özel bir önem vermiştir. Japonya’da okullar ve işverenler sıkı bir ilişki içindedir. Kore de insan kaynakları planlamasıyla eğitim sistemini çok iyi koordine ederek ülke ekonomisinin gelişimine katkı sağlayan nitelikli ana elemanlarını yetiştirmeyi başarmıştır. Sanayi kuruluşlarıyla okullar çok sıkı bir ilişki içindedir. Hatta bazı sanayi kuruluşları kendi meslek liselerini kurmuşlardır ya da devlet okullarına burs sağlamaktadır. İş güvencesinin sağlanması mesleki eğitime olan talebi arttırmıştır. Dolaylı olarak bu durum işsizlik oranını da düşürmüştür. Mesleki eğitime Alman eğitim sisteminde olduğu gibi büyük önem verilmelidir. Mesleki eğitim alanına yönelme teşvik edilmeli ve mesleki eğitim yalnızca başarısız öğrenciler için tercih alanı olduğu yönündeki olumsuz düşünceler ortadan kaldırılmalıdır. Ancak bu şekilde yetişmiş iş gücüne sahip olunabilir ve Almanya gibi sanayileşmiş ülkeler seviyesine gelinebilir.(6) Hızlı bir gelişim ve değişim gösteren teknolojinin özellikle mesleki ve teknik eğitim kurumlarında meydana getirdiği donanım MAKALE yetersizliği, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önderliğindeki proje ile azaltılacaktır. Proje sayesinde iş dünyasının taleplerine uygun öğrencilerin yetiştirilmesinde en önemli faktör olan araç - gereç eksikliğinin giderilmesi ve sektöre uygun eğitim öğretim modeli uygulanarak özellikle istihdam sorununa alternatif çözüm sunulması hedefleniyor. Aralarında İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Sanayi Odası ile odalara bağlı sektörel komiteleriyle projeye destek verecek bu model sayesinde; okullardaki alanlarla odalardaki komiteleri birbirleri ile eşleştirip birlikte hareket etmelerini sağlamak amaçlanmaktadır. Umuyoruz ki, bu projeye taraflar tam destek vererek ülke geneline “Mesleki Eğitimde İstanbul Modeli” olarak bir nitelikli eleman sorununa bir çözüm getirilmiş olur. (1) Nurettin Topçu, Türkiye’nin Maarif Davası, Dergah Yayınları, İstanbul, 12. Baskı, Ocak 2015 (2) Tahsin Akçay, Eğitimde temel boyut: İnsan, Yağmur Yayınları, İstanbul, 2012 (3) Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Güzel insan modeli, Timaş Yayınları, İstanbul, 2011 (4) Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Davam, MGV yayınları, 6. Baskı, Ankara, 2014 (5) Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Küresel Bunalım, Küre yayınları, 39. Basım, İstanbul, Eylül 2014 (6) Prof. Dr. Özcan Demirel, Gelecek İçin Eğitim, Pegem Akademi, 2. Baskı, Ankara, 2012