MAKALE
40
SINAİ
Milletimizin geleceği için
mesleki eğitim
Erol DEMİR
Bakırköy Milli Eğitim Müdürlüğü
Şube Müdürü
Gençlik geleceğin
tohumu, eğitimin
hamuru, ekonominin
can suyudur.
Özellikle mesleki
eğitimde yöntem ve
ekipmanların ileri
teknolojiye uyumlu
olması ise büyük
önem arz etmektedir.
Her dönemde milletlerin içinden insanlar
için düşünen, kendi milletinin geleceğini
ve sorunlarını dert edinen bazı insanlar
çıkar. Bu insanlardan bazıları düşüncelerini
sözlü, bazıları yazılı paylaşır bazıları ise akademisyen, siyasetçi olarak eyleme dönüştürebilir ve geride iz bırakırlar. Uzun zaman
düşünceleri geniş bir kesim tarafından
tartışılır. Bir seçki olarak aşağıda paylaşılan bu düşünceleri okudukça insan ve
eğitim konusunda uzun zamandır aslında
tartışma ve tespitlerin çokta değişmediği
görülecektir.
Beklenen gençlik, geleceğin tohumudur.
Milletimizin üç asırdan beri geçirmekte
olduğu buhranların sebebi ve kaynağı,
kültür ve maarif sahasında aranmalıdır.
Hakikat şu ki millet bünyesindeki inkılaplar
mektepte başlar ve her milletin kendine
özel mektebi vardır. Her millet ebediyete
yönelen hayat yolculuğunu felsefi sistemden çıkarır. Bir neslin kurtuluşunu ancak
maarifin yükselmesinde aramak lazımdır.
Millet ruhunu yapan maariftir. Maarifin
düşmesi millet ruhunu yerlere serer. Maarife değer vermeyiş millet ruhunun yıkılışını
hazırlar. Maarif hangi yönde yürürse millet
ruhu da onun arkasından gider. Şu halde
millet maarif demektir. Bir millet, mektebiyle millet olur. Bir millet, mektebiyle
yükselir. Mektebin büyüklüğünü görmek
mi istiyorsunuz? Mektebin hayatına girin,
koridorlarında dolaşın, sıraların üstünü
yoklayın, gençliğinin alnında parıldayan
necabet damgasına bakın.(1)
Yapılan araştırmalar her ülkenin eğitim
sisteminin kendi içinde bütünlük taşıdığını,
tutarsızlıkları da olsa her eğitim sisteminin
benzerlikleri olan nesiller yetiştirdiğini
göstermektedir. Bu bütünlük ve benzerlik
verilen bilgiden çok değerler ve inançlarla
bağlantılıdır. Hep aynı bilgileri öğrenmiş
olsalar bile farklı inançlar ve değer yargıları
dayatılan öğrenci kümeleri arasında kesin
benzerlikler meydana gelmemektedir.
Eğitim yerel ve milli değerler taşıyan bir süreçtir. Bu nedenle başka ülkelerden kopya
edilen eğitim modellerinden başarılı sonuç
vereni yok gibidir.(2)
Toplumu bir bina gibi tasavvur edersek,
bireyler binanın yapı taşları, değerler ise
çimentosu sayılabilir. Harç ve çimentosu
olmayan binanın kolayca dağılması gibi
toplumun da aynı duruma maruz kalma
ihtimali vardır. Değerler, toplumun geneli
tarafından kabul edilen ortak kavramlardır. Bir anlamda, mutluluğun standartlar
kümesidir. Standartları, evrensel doğrular
şeklinde tanımlayabiliriz. Değerler öğrenilmesi gereken kavramlardır. İnsan, mu tluluğunda etkin rol oynayan değerleri, sosyal
öğrenme metoduyla sonradan kazanır.
Toplumsal anlamda öğrendiği erdemler
vasıtasıyla mutluluğa ulaşır.(3)
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, her
alanda kalkınma hareketlerinin en baş
unsuru insandır. İnsan unsuru ne kadar
sağlamsa, ne kadar ahlak ve karakter sahibi ise kalkınmada o kadar güçlü olacaktır.
İnsan unsuru ahlaken bozulmuşsa, bu bozuk malzemeyle kurulacak resmi veya gayri
resmi teşekküller verimsiz ve yıkıcı olacağından emekler, masraflar, zahmetler boşa
gidecektir. Sanayileşme davası Türkiye için
olmak ya da olmamak meselesidir. Artan
nüfusumuza yeni iş yerleri bulmak için
sanayileşmek zaruridir. Sanayileşmenin
ikinci zarureti de bugün yeryüzünde geçerli