SINAİ 12 SINAİ 12 | Page 49

49 SINAİ Indira Gandhi Dünya siyaset tarihinin en önemli ve ünlü şahsiyetlerinden birisi olan İndira Gandhi, Hindistan’ın ilk Baş- bakanı Nehru’nun kızıdır. 1917-1984 yılları arasında yaşayan Gandhi, küçük yaşta Hindistan’ın bağım- sızlığı hareketine katılır. Mahatma Gandhi’nin görüşlerine büyük hay- ranlık duyarak Gandhi’nin partisinin hizmetine giren 6 bin çocuktan oluşmuş bir topluluk kurar. İsviçre ve İngiltere’de öğrenim gördükten sonra Santiniketan Üniversitesine yazılır ve orada Tagor’un etkisinde kalır. Ardından, bir yıl Oxford’da okuyup, 1938’de Kongre Partisine girer. Henüz 20 yaşındayken baba- William Makepeace Thackeray Ünlü İngiliz yazar ve şair Thacke- ray, üst ve orta sınıfın yaşamını konu alan yergici romanlarıyla ünlüdür. Babasının görevi nedeniyle 1811’de Hindistan’da dünyaya gelen yazar, babası ölünce İngiltere’ye gönderilir. Ciddi bir iş edinmeyi gereksiz bulan Thackeray, üniversiteden ayrılır. Çeşitli edebiyat dergilerine Bernard Shaw Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Ber- nard Shaw, 1856 İrlanda’da dün- yaya gelir. Ömrü boyunca tiyatro oyunlarından romanlara pek çok alanda önemli eserler veren yazar, yaşadığı ve ünlendiği ülke olan İngiltere’de sanat ve toplu- mun her alanıyla ilgili sorunlara yaptığı korkusuzca eleştirileriyle dikkatleri çeker. Oyun yazarı ola- rak ünlenen yazar, altmıştan fazla BAŞARI HİKAYESİ sının yandaşı ve danışmanı olarak çalışmaya başlar. Babasıyla birlikte İngiliz sömürgesine karşı mücadele veren İndira, daha çok eğitsel ve sosyal politikayla meşgul olur. 1959’da partisinin genel başkanı olarak seçilen Gandhi, muhalefet tarafından eş-dost kayırıcılığı yap- makla suçlanınca, Kongre Partisini yenileyip gençleştirir. Hastalığı sırasında zaman zaman babasının görevlerini yerine getirir. Babası Nehru 1964’te ölünce, hükümete basın-yayın bakanı olur. Şastri’nin 1966’da apansız ölümü üzerine de Ocak 1967’de başbakanlığa getirilir. Bangladeş’in bağımsızlığı için girişilen mücadeleyi destekler ve Pakistan’a karşı sürdürülen 1971 savaşı sayesinde ulusal bir kahra- man haline gelir. Ülkede Sihlerle Hindular arasında yaşanan çatışma- lar nedeniyle, özel koruması iki Sih tarafından 1984 yılında öldürülür. Hindistan Başbakanı Indira Gandhi, bir gün yaptığı bir konuşmada çalışmakla ilgili şu ilginç anısını anlatır: ve gazetelere edebiyat eleştiri- leri yazan Thackeray, Vanity Fair (Gösteriş Dünyası) isimli roma- nıyla adını duyurur. Thackeray, çeşitli türlerde yazılmış, özellikle toplumsal yergiye ağırlık veren romanlarıyla İngiliz ve dünya edebiyatında önemli bir yer edinir. Aynı zamanda ressam olan Thackeray, kitaplarının çoğunu kendi resmeder. Thackeray’in elde ettiği başarıyı kolay yoldan şöhret olmaya bağlayan biri şöyle der: oyuna imza atar. Hem 1925’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü hem de 1938’de Pygmalion ile Oscar’ı alarak, bu iki ödülü de alabilen ilk ve tek insan olur. Shaw, 94 yaşına geldiği 1950’de, ağaç budarken merdivenden düştükten sonra oluşan yaralarının iyileşmemesi sonucunda olaydan birkaç gün sonra ölür. Shaw, çalışma konu- sunda şunları söylemiştir: yok ettiğim vakit, ölmek isterim. Çok çalışırsam çok yaşayacağıma inanıyorum. Hayat, benim için titrek bir kandil değil, kuvvetli bir meşaledir. O meşalenin mümkün olduğu kadar güçlü ve parlak bir şekilde yanmasını sağladıktan sonra, onu gelecekteki nesillere emanet etmek istiyorum. Nefret, yüreksizlerin korkutuldukları zaman duydukları bir öç alma isteğidir.” “Bütün çalışma gücümü kullanıp “Büyükbabam, iki türlü insan bulunduğunu söylerdi: İşi yapanlar ve yapılan işten kendilerine pay çıkaranlar. O benim, birinci grupta yer alarak çalışmamı istedi. Çünkü orada diğerlerinden daha az reka- bet vardı.” “Thackeray, bir sabah gözlerini açtı ve kendini meşhur bir adam olarak buldu.” Thackeray’in yaşantısını yakından bilen Lord Nortcliff ise bu iddiaya şu cevabı verir: “O, yataktan kalkıp kendini meşhur bir adam olarak bulduğu ana kadar, 15 sene her gün 8 saat yazmıştır.”