SINAİ 11 SINAİ 11 | Page 47

47 den karnını doyurmasını, onu barın- dırmasını, harçlık vermesini, elbisele- rini temizlemesini, ihtiyaç dışı marka kıyafetleri almasını… ister! Görüldüğü üzere en beklentisiz dediğimiz sevgi- de bile beklenti vardır, en yalın sevgi bile Sürüngen Beynin yansıması olan korku temeli üzerine kuruludur. Peki, Sürüngen Beyin -hali hazırda ortak paylaştığımız- sürüngenlerde kalsın, ben daha insanca duygulara sa- hip olarak yaşamıma devam etmek is- tiyorum dersek, ne yapmamız gerekir? Cevap çok basit; korkuları elimizden geldiğince aza indirerek yaşamamız gerekir! Bu yazıyı okurken, “İlahi hoca barınmayalım mı, geleceği düşünme- yelim mi, korkmayacağız diye trafikte üzerimize gelen araca dikkat etmeye- lim mi” gibi serzenişleriniz olabilece- ğini tahmin ediyorum. Benim demem o değil, elbette ki barının, elbette ki trafikten sakının… SINAİ Ve fakat; * Sırf barınmak için istemediğiniz bir evde, bir kişi ile kendinizi mutsuz bir yaşama mahkûm etmeyin (Yaşam standartlarınızı düşürmemek için bir ömür mutsuz olabilirsiniz). * Sırf çocuk yapmak için evlenme- yin (Mutsuz evlilikte büyüyen çocuk problemli olacağından çocuğunuzun sorunları ile boğuşmak zorunda kalır- sınız). * Sırf işsiz kalmamak için her sabah lanet okuduğunuz işe gitmeyin (O işteki performansınızın ne size, ne de işyerine hiçbir faydası dokunmayacak- tır). * Sırf komşularınızın evinizi beğenme- sini sağlamak için, hayat standardınızı düşürecek borç yükünün altına girme- yin (Üzerine oturacağınız, bilmem kaç MAKALE bin liralık koltuk takımları yerine daha mütevazı bir eşya alın, artan para ile de tatile gidin). * Gelecekten korkmayın, geçmişin pişmanlıklarıyla yaşamayın! (Bu tarz korku ve kaygılarınız bulunduğunuz anın keyfinden mahrum eder) * Sahip olmaktan ziyade ortak-ait olma duygusunda kalın! (Çiçekleri koparmak sahip olma dürtüsünden kaynaklıdır, koparmadan güzelliğini sevebilirseniz, doğaya ait kalırsınız). * Hayvanları sevin! (Evinizde