SINAİ 11 SINAİ 11 | Page 28

MAKALE SINAİ 28

EBEVEYNLER VE REKABET

Dr . Dilek TÜRKOĞLU
Psikiyatrist
drdilekturkoglu @ gmail . com
Çocuklar okuldan geldikten sonra aldığı notları değil , günün nasıl geçtiğini , neler öğrendiklerini sormanız , “ Yazılıdan kaç aldın ?” sorusundan daha değerlidir .
Sadece bizim toplumumuzda değil pek çok toplumda rekabet , hayatın en önemli parçası haline geldi . Artık yalnızca iyi olmak yetmiyor , “ birilerinden daha iyi ” olduğunu göstermek gerekiyor . İstenen bir şey için mücadele eden insan sayısı arttıkça rekabet kaçınılmaz olarak artıyor . İstenen şey ( örneğin istenen bir iş ) ne kadar az ise herkes birbirinden daha önde olmak için uğraşır . Bu uğraşı belli bir yere kadar doğaldır . Buradan yola çıkıp , “ rekabet daha iyi olanın yaratılmasını sağlıyor ” diye düşünülebilir . Eğer rekabet belli oranlarda kalıyorsa , insanların birbirini motive etmesini sağlayabilir , daha da iyisi neler yapılabileceğinin görülüp yapabilirliğin artmasını sağlayabilir . Ancak belli oranların üzerine çıkarsa o zaman iyi yöne gelişme yerine birbirinin önünü tıkama çabasına ve kirli oyunlarla kendine yol açmaya doğru dönüşebilmektedir . Bu hale geldikten sonra da herkes için yıkıcı olmaya başlamaktadır .
Çocukların kendi potansiyellerini ortaya çıkarması , onların yaşamı iyi ve anlamlı bulmalarını sağlar . Çocuk oyunlarına baktığınızda hafif bir rekabet olsa da asıl çocuğu oyunda tutan , çocuğun gelişmekte olan zihinsel ve bedensel özelliklerini kullanmasını sağlamasıdır . Çoğu zaman çocuklar oyunu kimin kazandığını hatırlamazlar bile . Oyunun sonunda kazanacağı ödülden çok , oyunu oynamanın kendisi ödüldür . Bir anlamda sonuç değil , süreci yaşayabilmektir ödül olan .
Yaşam da eğer sonuçta kazanılanlara göre yaşanırsa , anlamsız ve değersiz hale gelmektedir . Çünkü hangi ödül yaşamın kendisinden daha değerlidir ki ? Rekabet uygun şekilde kullanılmazsa ve süreci yaşamaktan çok sonuç ön plana çıkarılırsa , okullar bitip hayatın farklı yönlerini yaşamaya başladıklarında çocuklar neye anlam vereceklerini karıştırmaya başlıyorlar . Bir kısmı yetişkinlik hayatında da kimi geçtiğine , ne elde ettiğine göre hayatı anlamlandırmaya kalkabiliyor . Onun için de hiç bitmeyen daha yüksek görevlere çıkma , daha iyi araba , ev satın alma çabasına girebiliyor . İşin zor yanı ise bunlar uzun süre insanı iyi hissettirecek şeyler değildir . Çünkü mutluluk , bir şey satın alma ile elde edilebilen bir şey değildir . Satın aldıklarımız geçici bir süre için iyi , güçlü akıllı hissedip kendini iyi hissettirebilmekte ama kısa sürede değersizleşerek anlamını yitirebilmektedir . Üstelik eşik , sürekli en üsttekine göre ayarlandığı için gittikçe zorlayıcı hale gelecektir . Bir süre sonra iyi hissetmek için anlamsız şeylerde bile sürekli birilerinden daha iyi olduğunu kanıtlamak zorunda hissedecektir . O yüzden çocuklarınızla konuşurken sonuç odaklı olmak yerine süreç odaklı konuşmak onların dikkatini sürece çekecektir .
Çocuklar okuldan geldikten sonra aldığı notları değil , günün nasıl geçtiğini , neler öğrendiklerini sormanız , “ Yazılıdan kaç aldın ?” sorusundan daha değerlidir . İyi not almak için değil , öğrenmekten keyif aldığı için öğrenen çocuk , hem derslerini daha iyi öğrenir hem hayatı ! Ailelerin en çok yaptığı hata ise “ Kim kaç puan aldı ?” diye sormalarıdır . Çocuğunuzun yapısı rekabete yatkın ise , sadece diğerlerini geçerse iyi hissedilmesi gerektiğini düşünecektir . Çocuğunuz özellikle rekabete yatkınsa sonuçtan değil , süreçten keyif almayı öğretmek daha önemlidir . Bu çocuklarda rekabeti kışkırtarak daha başarılı olmasını sağlayabilirsiniz ama o zaman da hayatı boyunca mutlu olmak için rekabette önde olmaya ihtiyaç duyacaktır . Çocuğunuz eğer rekabete yatkın değilse bu durum oluşmayabilir . O durumda sonuç odaklı sorular diğer çocuklar kadar motive etmeyecektir zaten . Ancak çocuk kendisini önde olduğunda seviliyor , onaylanıyor gibi hissedecektir ki bu da hiç istenir bir durum değildir .
Yetişkinler devreye girip bozmadığı sürece , çocuklarımız hayatın nasıl yaşanması gerektiğini bilirler . Çocuk oyunları onların bilgeliğinin en önemli göstergelerindendir .
Çocuklarımıza yaşanası bir dünya hediye edebilmemiz dileğimle …