SINAİ 10 SINAİ 10 | Page 48

MAKALE SINAİ 48
Ahmet Şerif İZGÖREN
İzgören Akademi Kurucusu İletişim Uzmanı , Yazar
Çalışanların şirketi sahiplenmesi , şirketin çalışanları sahiplenmesi ile mümkündür . Kurum zor gününüzde yanınızdaysa , siz de zor gününde onun yanında olursunuz .

KURUM VATANDAŞLIĞI

Dünyadaki pek az ülkede Türkiye ’ deki kadar eleman değişim hızı görebilirsiniz . Bu kadar çok iş değişikliğinin ana nedenlerinden biri , çalışılan kurumu sahiplenmeyle bağlantılıdır . İnsanlar , yeni evli çiftlere hediye edilen , onların da paketi açmadan bir sonraki yeni evli çiftlere hediye ettikleri Borcam fırın tepsileri gibi firmadan firmaya geçerler . Sahiplenebilmek için sahiplenilecek firmanın bir felsefesi olması gerekir . Felsefe , Yunanca philo-sophia kelimelerinin birleşmesinden geliyor , yani sevgi + akıl . Bu ikisi bir kurumda birlikte değilse , sahiplenmeyi bekleyemezsiniz . Sadece sevgiyle olmaz , sadece akılla da olmaz . Bir kurumu ayakta ve bir arada tutan temel tutkal , felsefesidir . Felsefesi olan kurumları yıkamazsınız . O yüzden Hitler , II . Dünya Savaşı ’ na girmeden önce ilk olarak filozofları ülke dışına sürer ve kitapları yakar . Kurumunuzun felsefesi var mı ? Sistematiklik ve altın kutular bir aradaysa , kurumunuz çalışmaya değer bir kurumdur . Size bir ortak gözüyle bakılır , yoksa sadece Borcam yerine koyarlar . Çalışanların sahiplendiği bir kurum , başarıyı yakalama yolunda önemli adımlar atmış demektir . Bir süpermarketler zincirinin yetmiş yöneticisine bir gün süren bir eğitim vermem istenmişti . Seminer öncesi mağazalarına bir müşteri gibi girdim ve görevlilerden biriyle aramızda şu konuşma geçti :
– Merhaba ! – Merhaba ! ( Yüzüme hiç bakmadan ) – Burada taksitle ödeme yapabilir miyim ? – Memur musunuz ? – Evet ? – Memurlara galiba kart veriyorlar ! O cümledeki “ veriyorlar ” ile “ veriyoruz ” arasında aşmanız gereken çok uzun bir yol var . Eğer kendi çalışanlarınız firmanızdan “ Biz ” diye bahsetmiyorlarsa daha baştan kaybettiniz demektir . Tanju Argun , bunu oluşturmak için çalıştığı kurumlarda spor kulüpleri kurar . Son birkaç senedir şampiyon olan voleybol ekibi Netaş gibi . Ülkeye inanmışlığı , en çok İsrail ’ de görürsünüz . Museviler o kadar inançlıdır ki tüm dünyadaki Museviler İsrail ’ in bekası için çalışırlar . O yüzden her iki yılda bir Yahudi katliamını anlatan filmler Oscar alır ( Schindler ’ s List-1997 , Life is Beautiful-1999 ). Japonlar ise kurum kültürü oluşturmak için şirket marşları yazarlar , her sabah tüm işçiler o marşı okur ve işe öyle başlarlar . Aldığınız para o kurumu sahiplenmenizi , kendinizi o kurumun vatandaşı gibi hissetmenizi sağlamaz . O , sadece çabanızın bir karşılığıdır . Aranızda kulüpten para aldığı için Beşiktaşlı , Galatasaraylı veya Fenerbahçeli olan var mı ? Eğer varsa daha yüksek bir paraya diğer kulüplere geçebilir . Oysa bağlılık , sevgiyle ve inançla özdeştir . Şirkette ufak bir kavanozun içinde Japon balığımız vardı . Çoğu zaman kavanozun pek temiz olmadığını görüyordum . Bir süre sonra kavanoz ve içindeki su çok temiz görünmeye başladı . Bir gün yemekte çocuklara sordum : “ Bu balığın suyu uzun süredir pırıl pırıl , nasıl oldu bu ?” Japon balığına , bizim temizlik işlerine bakan çocuğun kız arkadaşının adını koymuşlar . O günden sonra balığın yemi hiç aksamamaya , suyu da çok temiz olmaya başlamış ! Kurumu sahiplenmek , kendini o kurumun vatandaşı gibi hissetmek oyunu kalpten oynamamızı sağlar . Bunun için sistem lideri , ekibine altın kutular sunmayı bilmelidir . Kuzey Caroline ’ da kurulu SAS Institute , kurum vatandaşlığına en iyi örneklerdendir . Binada son teknolojiye sahip bilgisayarlar , spor tesisleri bulunmaktadır . Firmanın sahibi Jim Goodnight , her sene çalışanlara , senede toplam 20 ton bonbon şeker dağıtıyor . Kadın çalışanlar için kreş açılmış ve şu anda 528 çocuğa bakılıyormuş . Diğer yazılım firmalarında çalışanların şirkette kalması için yüksek maaşlar ve şirket hisseleri önerilirken , SAS hisse senedi vermiyor ; tek yaptığı rahat , baskısız bir çalışma ortamı sunmak . Bu örnekte de görüldüğü gibi kurum kültürü oluşturmakta kimi zaman bonbon şekeri bile işe yarayabilir ; fakat bir kurum kültürünüz , felsefeniz yoksa kimse kuruma bağlanmaz . SAS ’ tan ayrılanların sayısının yıllık ortalaması yüzde 3,5 . Hiçbir zaman yüzde 5 ’ i geçmemiştir . Kurum kültürü oluşmuş ve herkes tarafından benimsenmişse tüm çalışanlar o kurumu her şeyiyle sahiplenirler . Gerçekten kuruma sadık insanlardan , yani o kurumun vatandaşlarından kurulu bir ekip sizi hiç yalnız bırakmaz . Çalışanların şirketi sahiplenmesi , şirketin çalışanları sahiplenmesi ile mümkündür . Kurum zor gününüzde yanınızdaysa , siz de zor gününde onun yanında olursunuz . Kurum vatandaşlığı bir sonuçtur . Özellikle sistem liderinin ortaklık prensibinin bir sonucu ve şirkete yüksek kurumsal güç getiren altı nitelikten biridir .