SINAİ 10 SINAİ 10 | Page 47

47 SINAİ
MAKALE kalıntılarına rastlandığı açıklandı . Bunun üzerine , AB ’ nin gelişmiş gıda güvenliği sisteminin güvenilirliği ve tüketiciye ulaşan bilgilerin doğruluğu sorgulanmaya başlandı . 2015 yılında yaşanan Volkswagen kriziyle benzerlikler taşıyan yumurta skandalı , üye devletler mevcut yasalara uymadığında ve veriler konusunda şeffaf davranmadığında kontrol edilmesi oldukça güç bir makro krizin tetiklendiğini bir kez daha kanıtlıyor . Politico ’ da yer alan bir makaleye göre , AB ’ nin üretim ve tedarik zincirindeki zayıflıkları gözler önüne seren bu son kriz , aynı zamanda birliğin gıda güvenliği mekanizmasının üye ülkelerin en zayıf halkası gücünde olduğunu gösteriyor .
Avrupa ’ daki gıda güvenliği krizi ve şeffaflık sorunu Evcil hayvanlarda pire ve keneye karşı kullanılabilen Fipronil ’ in , Avrupa ’ da ürünleri ( yumurta , et , süt ) insanlar tarafından tüketilen hayvanlarda kullanımının yasak olmasına rağmen , milyonlarca yumurtaya sirayet etmesi ve durumun çok sonradan fark edilmesi , Avrupa çapında bir gıda güvenliği krizine neden oldu . Birçok yoruma göre , gıdaların insan sağlığına zararlı kimyasallar kullanılarak üretilmemesi konusunda hassas olan AB ’ nin , üye ülkelerin mevcut AB gıda güvenliği mevzuatına uymamasına karşı daha sıkı kurallara sahip olması gerekiyor .
AB gıda güvenliği mevzuatına göre , insan sağlığına doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir tehdit unsuru oluştuğunda , ülkeler mümkün olan en kısa sürede Avrupa Komisyonuna bağlı Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi ’ ne ( RAS- FF ) durumu bildirmekle yükümlü ( 2015 verileri için bkz . Tablo ). Ancak , yaşanan yumurta skandalında Belçika , ilaçlı yumurtalardan 2 Haziran günü haberdar olurken ; bu durumu komisyona bildirmek için 20 Temmuz ’ a kadar bekledi . Aynı şekilde , Hollanda da Fipronil içeren yumurtalardan 15 Haziran ’ da haberdar olmasına rağmen , ne komisyonu ne de
ihracat yaptığı ülkeleri bu konu hakkında bilgilendirdi . Ülkelerin var olan yükümlülüğünü yerine getirmeyerek uyarı sistemine haber vermemesi nedeniyle kaybedilen sürede , tahmini olarak birkaç milyon yumurta çoktan marketlerde yerini almış ve Avrupalı tüketicilere ulaşmıştı . Dünya Sağlık Örgütünün ( WHO ), bahsi geçen böcek ilacının yüksek miktarda alınmadığı takdirde insan sağlığı için tehlikeli olmayacağını açıklamasıyla herkes derin bir nefes aldı . Ancak , Belçika ve Hollanda ’ nın olası riskleri göze alarak durumu saklama girişimleri birçok eleştiriye maruz kalmaktan kurtulamadı .
Tablo : Avrupa Komisyonu Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi ’ ne Bildirilen Ürünler ( 2015 )
Kaynak : RASFF Annual Report 2015 9 Ağustos 2017 tarihinde Belçika Tarım Bakanı Denis Ducarme ’ ın Hollanda ’ yı eylemsizlikle suçlamasının akabinde , diplomatik bir sürtüşmeye dönüşmeye başlayan duruma , Avrupa Komisyonunun Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Vytenis Andriukaitis el koydu . Andriukaitis , buzları eritmek amacıyla tarafları 26 Eylül ’ de toplantı düzenlemeye ve gıda güvenliği iş birliğini güçlendirmeye çağırdı . Devamında ise Ducarme ; Fransız , Alman ve Hollandalı mevkidaşları ile görüşerek , ulusal gıda güvenliği ajansları arasındaki iletişimi artırma konusunda uzlaşı sağladı .
Bunun dışında konuyla ilgili Avrupa Komisyonunun tavrını en iyi yansıtan açıklama , Komisyon Sözcüsü Daniel Rosario ’ dan geldi . Rosario , AB ’ nin dünyadaki en gelişmiş ve karmaşık gıda güvenliği sistemine sahip olmasına rağmen çıkarılması gereken dersler olduğunun ve AB ’ nin ciddiyetle durumu ele aldığının altını çizdi . Bununla birlikte , birçok uzman sorunlu ürünün bildirilmesi yetkisinin ulusal otoritelere bırakılmasının çıkar çatışması oluşturma riski üzerinde duruyor . Yumurta krizinde de görüldüğü gibi , üye devletler ihbar edilecek
sorunun ulusal sonuçlarını öncelik haline getirerek , krizin etkilerinin daha büyük olmasına sebebiyet veriyor . Belçika , Hollanda ve Almanya ’ nın birbirlerini şeffaflık eksikliğiyle suçladığı yumurta skandalında , aslında her ülkenin hatada payı olduğu ve taraflar arasındaki iş birliği aksaklıkları nedeniyle çok ufak bir sorunun hızlı bir şekilde 17 AB ülkesine yayıldığı görülüyor .