SINAİ 10 SINAİ 10 | Page 44

MAKALE SINAİ 44
eleman ihtiyacı karşılanamıyor ?
Projeler , belli bir konuda , belli bir zaman diliminde , belli sayıda kişiye yönelik yapılan çalışmalardır . UMEM Projesi de 23 haziran 2010 tarihinde büyük vaat ve umutlarla hayata geçirildi . Çalışma ve Milli Eğitim Bakanlığı ile iş hayatını temsil edenler el ele verdiler . İşletmelere gidildi ve “ Ne kadar , hangi mesleklerde eleman ihtiyacınız vardır ?” diye soruldu . Yüzün üzerinde meslek lisesi seçildi ve son teknolojiyle donatıldı . Meslek öğretmenleri sektör ve üniversitede hizmetiçi eğitime alındı . İŞKUR tarafından kursiyerler daha meslek kurslarına başlamadan firmalarla buluşturulup eşleştirildi . Nitelikli eğitimcilerle güncellenen atölyelerde mesleki eğitimlere başlandı . Günlük cep harçlığı verilerek eğitimi tamamlayanlar işe başlatıldı . Teori olarak dört dörtlük bir projeydi . Her yıl 200 bin , 5 yılın sonunda 1 milyon insan eğitilerek iş hayatına kazandırılacaktı . Her işletme bir eleman istihdam ederek işsizlikle büyük oranda başedilecekti . Planlandığı ve beklendiği gibi yürümeyen projeye daha sonra İŞKUR ’ un zaten yaptığı çeşitli faaliyetler ilave yapılarak mesafe alınmaya çalışıldı . Böyle bir tecrübe ortadayken yeniden bu tarz söylemin tek başına sorunu çözmeye yetmeyeceğini düşünüyorum . Onlarca projede ; insan hareketliliği , bilgi transferi ve eğitim gezileriyle tecrübe paylaşımlarının , beklendiği kadar hayata geçmiş somut çıktıları olmadığı söylenebilir .
TOBB yetkilisi yaptığı açıklamada ; 1,5 milyon üyenin 700 bininde 10 kişiden az eleman çalışmakta olduğunu ve + 1 eleman alma güçleri olmadığını belirtti . İŞKUR destek ve teşvikleri artarak devam ediyor . KOBİ ’ lere işlerini geliştirmeleri için bir miktar faizsiz kredi de veriliyor . Mesleki eğitim almış , genç , kadın , engelli istihdam eden hatta yeni mezun üniversiteli istihdamında , bir yıl maaşın yüzde 50 ’ si , ikinci yıl yüzde 25 ’ i devletten , yemek ve yol vergiden düşülebilecek . 42 aya kadar SGK işveren payı desteği , bir personel için yaklaşık 275 TL asgari ücret avantajıyla işbaşı eğitim programında , “ Yetiştirdiğin elemanı beğenirsen çalıştırmaya devam edebilirsin ” deniliyor . Daha ne kaldı ? Her şey düşünülmüş . Hâlâ kayıtsız ve yabancı eleman çalıştırmaya gerek var mı ? Potansiyel işgücüne sahip vatandaşlarımıza sosyal devlet kapsamında yapılan desteklerin de gözden geçirilmesi gerekiyor . Diğer yandan üniversite mezunu işsiz gençlerin yaklaşık yüzde 30 ’ unun henüz iş aramadığı tespit edilmiştir . Halen varolan nitelikli eleman ihtiyacı karşılanamıyorken yeni oluşturulan + 1 eleman talebi nasıl karşılanacak , sadece destek ve teşviklerin açıklanması yeterli olacak mı ? Biraz farklı bir öneri olarak , öncelikle kamudan 65 yaşından geriye doğru genç üniversiteli mezunların istihdamına kadro açmak amacıyla zorunlu emekliliğin de bir nebze fayda sağlayacağını düşünenlerdenim .
Herşey iyi güzel , meslek lisesinde üç yıl teori ve pratik eğitim alıp meslek diploması sahibi olan mezunlarımızla iş hayatını niye buluşturamıyoruz ? Gençler neden hâlâ üniversite kapısında yığılıyor ? Bu ülkenin bu kadar üniversite mezununa ihtiyacı var mı ? Biz meslek lisesi öğrencisini lise birinci sınıftan itibaren meslek seçtirip , ilk yıl haftada bir gün , her yıl birgün artırarak ve iş hayatına dahil ederek işbaşında meslek öğretimine geçmezsek , bu buluşmayı son sınıfa bırakırsak , meslek sevgisini , üretmenin-kazanmanın-başarmanın hazzını gençlere tattırmazsak sorunu çözemeyiz . Mezun olmadan dört yıl staj yaptığı işyerinde başarılı olup kendisi kabul ettiren öğrencilerin , bence iş aramak gibi bir sorunu olmayacaktır .
Bir dönem mesleki eğitimin önünde katsayı engeli sorunu var deniliyordu . Katsayı konusu çözüldü ama şikayetler devam etmektedir . Bu sorun meslek liselerinde okuyan akademik seviyesi belli düzeydeki yaklaşık yüzde 25 öğrencinin sorunuydu . Zira meslek liseleri üniversiteye öğrenci hazırlayan eğitim kurumları değildir . Sektöre nitelikli rekabet edebilir ürünleri üretecek meslek adamı yetiştirmek için açılan okullardır .
Bir de yeni moda bir Sanayi 4.0 konumuz var ki tüm dertlerimizi çözecek zannediliyor . İmalat sektöründe elektronik , bilgisayar ve otomasyon teknolojisini kullanan belli ölçek ve sayıdaki sınırlı işletmemizin orta ve uzun vadede geçebileceği bu atılımla , tüm sektör ve iş hayatının sorunları bitmeyecektir . Sanayi 4.0 modelinin mucizevi bir çare olarak görülmesi çok yanlıştır .
Ülkemizdeki durumu eleştirirken bu sorunla diğer ülkelerin de mücadele ettiğini unutmayalım . Sürekli proje ve kampanya yerine sağlıklı işleyen ilişkiye sağlayacak bir sistemi kurma yolunda somut adımlar atmak gerekiyor . Bu konuda çözümü sadece devletten beklememeliyiz .
“ Ben de varım ” diyerek istihdam seferberliğine desteğini açıklayan sektör ve holding temsilcilerini tebrik ediyorum . Taahhütler gerçekleştikçe , diğerlerine örnek olması için istihdam sayılarını da açıklamaları faydalı olacaktır . Unutulmamalıdır ki bu konuda mutlaka başarılı olmak zorundayız .
Politika üretme konusunda hiçbir sıkıntımız yok . Çok orijinal fikirler çıkıyor ve projelendiriliyor ancak teoride her güzel proje uygulamada başarılı olmuyor . Sonuca gitmek ve uygulamada bazı sorunlarımız var gibi . Her şeye rağmen 2023 hedeflerimiz var ve biz başarabiliriz . Enerji kaynağı olarak doğalgazımız ve petrolümüz olmayabilir ancak bizim enerji dolu genç neslimiz var . Üretme heyecanını gençlerde oluşturabilirsek diğer ülkeleri şaşırtan geçmişteki başarı hikayelerini yeniden yazabiliriz . Geriye kalanı , mesleki eğitim sistemimizi uygulamaya dayalı olarak iş hayatıyla entegre ederek yeniden yapılandırmak ve çok çalışmaktır .