MAKALE
30
SINAİ
SEVMEK AMA KİMİ?
Sevmek; şarkıların, şiirlerin ana teması
sevmek… Hasreti çekilen sevgili… Çekilen
aşk acılarını anlatan Anadolu efsanelerine
konu olan sevmek… Bütün bir ömür boyu
aranan, varlığı mutluluk, yokluğu keder
yaratan sevmek…
Dilek Mirza ÇELİK
Eğitim ve Yaşam Koçu
[email protected]
Bizlerin aşkı arama
ihtiyacımız bir
bütünlenme isteğidir.
Kötü müdür? Elbette
hayır! Yanlış olan
şey, başkalarının bizi
sevmesini beklerken,
bizim kendimizi
sevmeyişimizdir ve
hatta kendini sevme
gerekliliği bilincine
sahip olamayışımız en
kötüsüdür.
Sevmek, Türkçe sözlükte; birine gönül ver-
mek, sevgiyle bağlanmak, âşık olmak, çok
hoşlanmak, bir şeyi yapmaktan zevk almak,
beğenmek, bir şeyi iyi bulmak, bulunduğu
ortamı ve koşulları kendine elverişli bulmak
olarak tanımlanıyor. Görüldüğü gibi, soyut
bir kavram olan sevginin tanımlamaları da
soyut kavramlar içeriyor, yani birinin be-
ğenisini alan şey veya kişi, bir başkası için
aynı beğeniyi alamıyor. Birine “iyi” olan,
bir diğeri için iyi değil. Bu demek oluyor
ki sevgiyi yöneltebileceğimiz kişilerin veya
şeylerin, bizim beklentilerimizi karşılıyor
olması ve bizim için “iyi” olması gerekiyor.
Verdiğim seminerlerde veya bireysel ders-
lerde en çok dikkatimi çeken tespitlerim-
den biri kişinin/kişilerin sevgi konusuna
çoğunlukla “başkasını sevme” şeklinde
yaklaşmalarıdır. Sevgi konusunun üzerinde
çalışırken de “kendini sevmeme” halinin
çokluğu oldukça ilginçtir. Ben, kendini
sevmeme durumunun, atalarımızdan gelen
geleneklerle aktarıldığı gibi, takdir edilme-
den ve sürekli olumsuz eleştirilerle büyütü-
len çocuklar olmamızın sonucu olduğunu
düşünüyorum.
Nasıl mı? Birkaç örnekle anlatayım; ilkokul-
da matematik dersinden iyi not aldığımız-
da annemiz bize, “Komşu hanımın aptal
kızı bile pekiyi aldı