SEVECEN 23 Part2 | Page 60

Almina GÜNDÜZ
EVİNDEN AYRILMAK
Yurt sevgisi ne demek bilir misiniz ? Çoğu duygudan ağır basar bu sevgi . Yurduna duyduğun bağlılığı gösterir . Kolay kolay kopmaz bu bağ . Bu nedenle yurdundan , memleketinden göç etmek çok zor gelir .
Evinden ayrılmak ne kadar zorsa , yurdundan göç etmek de bir o kadar zordur . Hele göç etmek zorunda bırakılmak … işte o en zorudur . Bu zorluğa katlanması gereken çok fazla kişi vardır aslında . Ahmet Kaya ’ dır bir tanesi . Düşünceleri , fikirleri , inançları yüzünden memleketinden ayrı yaşamak zorunda kalmıştır . Maalesef ki yurduna duyduğu özlemle vefat etmiştir . Bu çok ağır bir yüktür . Kimse kolay kolay kaldıramaz .
Kimilerine göre gönderilmesi doğru bir karardır . Kimileri ise karşı çıkar . Ben kimsenin bir kişiyi evinden , yurdundan ayırabilme hakkı olduğuna ve olması gerekteğine inanmıyorum . Bu çok zalimce .
Bir düşünün ; bizler tatile bile gitttiğimizde yurdumuzu özlüyor , geri dönmek istiyoruz . Bu kişiler ne yapsın ? Dönmeye , hatta özlemeye bile hakları yok . Yurdundan birkaç kilometre uzaklaşmak bu kadar zorken göç etmek nasıl kolay olsun ?
Alp TÜRKAN
ÇOCUKLUĞUMUZ
Bu dönemde hiç kimsenin ağzından düşmeyen bir laf var : “ Çocukluğunu güzel geçir ki büyüdüğünde yapamayacağın şeyler için pişman olma .” Aslında ben bu söze kesinlikle katılıyorum . Benden büyükleri gözlemlediğim zaman fark ediyorum ki hep meşguller , hep çalışıyorlar ; ama içlerinde de o “ çocuk ” ruhunun hapsolduğunu , hep dışarı çıkmak istediğini görebiliyorum . Bu yüzden anlıyorum ki “ çocukluk ” bir ayrı güzel .
Bazen düşünüp bir daha arkama bakıyorum . Ben bile zamanla büyümüşüm , büyüdükçe de bir santim bile olsa her gün yavaş yavaş çocukluğumdan uzaklaşmışım . Oysaki bu muydu olması gereken ? Hiç zannetmiyorum . Küçükken hatırlıyorum da kendi oyuncaklarım , kendi hayal gücüm beni ben yapardı . O zamanlar dünyadan tamamiyle habersizdim . “ Üzüntü ” denen o duyguyu bile tanımazdım . Lunaparka her gittiğimde o atlı karıncaya binebilmek için ne kadar can atardım , yeni çıkan oyuncaklara sahip olmak için sabırsızlıkla beklerdim . Şimdiye bakarsak bütün çocukluk değerlerimden mahrumum aslında . Bu muydu olması gereken ?
Düşününce tek başıma olmadığımı da fark ediyorum , benim gibi daha milyonlarca insan var . Peki , bu durumda bizi çocukluk değerlerimizden uzaklaştıran ne ? Yeni hayat koşulları mı , yoksa herkesin içindeki o anlamsız : “ Büyümeliyim artık !” düşüncesi mi ? Birçok bahane uydurulabilir bu konu için ama biliyorum ki hiçbir açıklama anlamlı gelmeyecektir .
Bir de büyüklerimizin bize anlattıkları var . Örneğin : “ Artık sokakta oynamak diye bir şey kalmadı , her yer apartman !” Belki de şimdi bu sorunun cevabını buluyorum . Bizi çocukluk değerlerimizden yoksun kılan en önemli sorun artık bir arada olmamamız . Birlikteliğin olmaması , çocukluk değerlerimizi kaybetmemize neden olmuş . İşte biz bu sorunların üstesinden gelmeliyiz .
Her ne olursa olsun bu değerlerden uzaklaştığımızın farkındalığı eminim ki bizi harekete geçirecektir . Kendi adıma konuşursam , ben büyüdükçe çocukluğumu özleyecek ama içimdeki o çocuk ruhunu asla kaybetmeyeceğim . Umarım diğer insanlar da bu bilinçle hareket eder .
154
156