Röportaj | Page 4

Ebru Akkoyun – Sima Onur - Tematik Psikoloji Yazıları 24.2.2016 alanlarını iyi okudum ve tanıdım. Dönüşte babama Tıp okuma isteğimi tekrarlayıp yine reddedildim, psikanalistimin önerisi doğrultusunda Edebiyat Fakültesinde Psikoloji bölümü başkanı ile tanıştırıldım, o da beni 2 yıl bütün derslere devam edip kürsünün yapacağı özel sınavdan geçmeyi kabul etmem koşulu ile, doktora öğrenciliğine kabul etti. Babam da buna ses çıkarmadı. Böylece Psikoloji derslerine girmeye başladım, 2. yılda Psikoloji bölümü beni asistan olarak (bugünün öğretim görevlisi) almak istedi, ben de Hukuk asistanlığından Psikoloji asistanlığına yumuşak geçiş yaptım. Daha ilk yıl, isteğim üzerine Fizyolojik Psikoloji dersi açıldı, ve ben bu dersi vermeye başladım. Daha sonra, 1971 askeri darbesi nedeni ile, 1972 yılı biterken, ben ve eşim, sahte pasaportlarla yurt dışına kaçmak zorunda kaldık. İsviçre, Cenevre'de siyasi mülteci olduk. Ben hızla 1 yılda Fransızca öğrendim, ve Cenevre Ünv. Psikoloji bölümü derslerinden seçmeler izlemeye başladım. Nöropsikoloji ile iyice tanıştım. 1974 yaz aylarında Ecevit hükûmetinin siyasi af çıkarması üzerine, Kasım ayında Türkiye'ye döndük. Büyük bir talih eseri, Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin Psikoloji mezunlarına bazı tıp derslerini almak ve bir tez yazmak koşulu ile Doktora derecesi verdiğini öğrendim. Hem de bayıldığım dersler: Nöroloji, Psikiyatri, Fizyoloji, Anatomi. Hemen başvurdum ve Şubat 1975'te eğitime başladım. Tam istediğim gibi doya doya bir sürü tıp dersi okudum, bir yandan da nöropsikoloji konusunda kendimi geliştirdim. 1981'de doktoramı verdim. 1983'te Çapa Nöroloji ‘de bir hoca, bana orada çalışma imkanı açtı. Ben de Çapa Nöroloji ‘de Türkiye'nin ilk Nöropsikoloji Laboratuvarını kurdum. Önce Çapa'da Psikiyatri, Nöroloji, Nöroşirurji bölümleri buna ilgi duyup hastalarını benimle paylaşmaya, sorular sorarak hastalarını değerlendirmemi istemeye başladılar. Sonra, Cerrahpaşa, Bakırköy’deki hastaneler ilgi duyup hasta göndermeye başladılar. Sonra Nöropsikoloji'nin şöhreti İstanbul sınırlarını aştı, Bursa, İzmir, Ankara’daki üniversitelerin Nöroloji bölümleri benim yanıma stajyer olarak psikologlarını göndermeye başladılar. Bu şekilde, usta-çırak ilişkisi içinde, 12 kişiyi Nöropsikolog olarak yetiştirdim. Daha sonra da bir çok stajyer geldi, ama bu 12 kişiyi TAM olarak yetiştirdiğimi düşünüyorum. Böylece, Türkiye'de Nöropsikoloji alanının "kurucu babası" (founding father) oldum. 2) “Çocuk yaşta insan bir şeye dikkat ettiği zaman beyninde neler oluyor? Bir şeyi öğrenip hafızamıza kaydettiğimizde beynimizde neler oluyor?” gibi sorularla nöropsikolojiye yöneldiğinizi söylediniz. Peki nöropsikoloji alanı bu sorularınıza ne kadar karşılık sağladı? Aslında nöropsikoloji nedir ve çalışma alanları nelerdir? Aslında nöropsikoloji tek başına değil de nörobilim (neuroscience) bu soruların cevabını araştıran bilim. Nöropsikoloji bu soruların cevabını nörobilimden alarak klinikte nörobilime veri sağlayan bir alan. Nöropsikolojinin asıl görevi testler uygulayarak rapor yazarak ayırt edici tanıya yardım etmek. Mesela nöropsikolojik testlerle dikkat bellek vb. bakılabilir. İnsanların dikkat etmesi sağlanabilir. İnsanların bir şeyi hafızasına alıp hatırlaması sağlanabilir. Nöropsikolojik testlerle bunlar sağlanırken de bu beyin tarayan yeni teknolojik aletlerle beyinde neler oluyor neler bitiyor gösterilerek ikisi korele edilebilir. Yani ben aklımdan eski öğrendiğim bir şeyi geri getirip hatırlarken “beynin neresi çalışıyor, neresi parlıyor?” bu teknolojik aletler gösteriyor. Onun için nöropsikolojinin bir alanı bu. Yani çeşitli bilişsel işlevlerimiz gerçekleştirilirken “beyinde hangi bölgeler arası hangi sistemler kullanılıyor?” un tarafımızdan tanınması sağlanıyor ama nöropsikolojinin bir alanı bu. Şubat 2016 – Aktüel Psikoloji © 3