POMAKÇA _TÜRKÇE SÖZLÜK.pdf Jun. 2014 | Page 348
veyka, veyki (ç): dal
veyka: fasulya sırığı, sopa, tahta çubuk, sırık
veyke, veyki (veçe): az kalsın, neredeyse
vézeno (morav): mor
vezir, vezirin (vezir): vezir
vıfdigna sa (uttam) (vdigna se): (oradan) kalkmak, göç etmek
vıfléze (vlyaza): girmek, “flézi: gir”
vıgır (obor): ahır
vıgleni: közlü
vırba, vorba (vırba): söğüt
vırga (tsitsina): topak, yumru, şişlik
vırla: sert, keskin
vırv (mesto za jivotnite): hayvan ağılı
vızbırtse, vazboartse (nagore): yukarıya
vi (vi): size
videm sa, vide sa (vijdam se, vidya se): görünmek
videm, vide (vijdam, vidya): görmek
vídvam (bt): karşılamak
vidyuvam /vidûvam: şarap içmek
vie / vé: siz
viem kitka: çiçek toplamak
vikam (vikam): haykırmak, seslenmek
vinar (vinar): şarapçı
vintse: şarapçık, biraz şarap
vir (ezertse): gölet, gölcük, göze
viran (ruyna): bak verenöa
viruga (veriga): ocakta asılı zincir
visok, visoka, visoku (visok, visoka, visoko): yüksek
visòse, visotse (gore): yukarı
viş (vij): gör! görmekten emir. “vişte: görünüz”
vişne (vişna, vişnya): vişne