POMAKÇA _TÜRKÇE SÖZLÜK.pdf Jun. 2014 | Page 225
plûsak (silen udar, katastrofa): güçlü darbe, çarpma, kaza
plûska (glinesta skala): yumuşak, gri-sarı renkli killi toprak
plûsne (udari): vurmak
plûyem, plüyem, plûye, plüye (plyuvam, plyuya): tükürmek
plünke (plyunka): tükürük
po den: gün gün, birer gün
po malko po malko, pu malku pu malku: azar azar
pò malko, pu malku: daha az, daha küçük
po tura, po tora, tora, potura, patura (doveçera): akşamleyin
(muhtemelen trak kökenli)
po, pu, pa (po): daha
poade (pıdya): kovmak
poalan, poalna, poalnu (pılen, pılna, pılno): dolu, eksiksiz, tam
poalneye (pılnya): doldurmak
poalnu, palnu (pılno): dolu, tamamen, tam
poap (pıp): göbek
poapka (): göbekli
poarde (pırdya): yellenmek, osurmak
poaren (parin): az önce
poargam (): becermek
poargavu (pırgav): çevik biçimde
poars, poarst, poarstan (prıst): parmak
poars, poarste (prıst): toprak
poarsne (prısne): ?
poarsten, (prısten, prıstena, prısteno): toprağa ait, toprağın
poarsten, porsten (prısten): yüzük
poarşe: siğil
poarven (pırven): önce, ilkönce
poarv