naràmen (svoenraven çovek): omuzları kalkık, kendine fazla
güvenen, havalı
narami (trıgna navın): omuz vurdu, davrandı, dışarı çıktı
anlamında deyim
narànen (naranen): yaralanmış
naranévam sa, naranè sa (naranyavam se, naranya se):
yaralanmak
naranèvam, naranè (naranyavam, naranya): yaralamak
narastam, narasna, narasta (narastvam, narasna, narasta):
büyümek, boy atmak
naràvnu (naravno): eşit olarak, düz olarak, beraberce
narèçem sa, narekà sa (nariçam se, nareka se): denilmek,
adlandırmak
narèçem, narekà (nariçam, nareka): isim vermek, adlandırmak,
nitelendirmek
narèdam sa, naredè sa (narejdam se, naredya se): sıralanmak,
sıraya dizilmek, düzenlenmek
narèdam, naredè (narejdam, naredya): sıralamak, sıraya
koymak, düzenlemek
naredka (prikazka): öykü, hikaye, masal
narèdku (naryadko): seyrek olarak
narevèyem sa, narevè sa (narevavam se, nareva se): çok
bağırmak, böğürmek
narézam / nareazam, narèje (naryazvam, nareja): kesmek,
doğramak
narézam sa / nareazam sa, narèje sa (naryazvam se, nareja se):
kesmek, doğramak
nargele (nargile): nargile
naroçen (posoçen, obyaven, pokazan): belirtilen, söylenen,
açıklanan
narôd (narod): millet, halk