Yazmak,
sustuklarını
söyleyebilme
imkanını ve
kendimize
kelepçelediğimiz
hisleri dış dünyaya
sunabilme
lüksünü sunar.
diyebiliriz. Tanımın bu kadar kolay ol-
duğuna bakmayın aman ha! En zor kı-
sımdır ve cidden müzik kulağı denen
şeyin gerekliliği vardır. Baya da yetenek
olması lazım güzel bir besteyi ortaya çı-
karabilmek için. En sihirli yanı ise ilk
bestesini beş yaşında yapmış birini de
seksen yaşında yapmış birini de görmek
mümkündür. Diğer bir şaşırtıcı mese-
le ise; bazı güçlü besteler 20 dakikada
meydana çıkmışken bazılarının son hali-
ni alması seneler sürmüştür. Beste kısmı
Olgunlaşmadan
sonra bu
mutluluğun iyi
bir ürün ortaya
çıkarabilecek
güçte olup
olmadığına
götüren bir karar
aşaması vardır.
duygulardan çok zevkle yakından ilişki-
lidir. Piyanonun başına oturan biri zevk
açısından bir şeyler denemek üzere yola
çıkarken bile bir şarkının bestesini oluş-
turabilir. Diğer yandan müziğin sabote
edilişine en çok maruz kalan kısımdır.
İnsan aklı bunun da elektronik ortam-
da hazır programlarını yaratmıştır. Bir-
kaç sıradan tuşa basmakla çok rahat bir
şekilde müziğin alt yapısı oluşturabilir.
Doğru kullanılırsa müziğe renk katmak
açısından pek kötü bir yöntem sayılmaz
ama yapılan müziğin tamamını buna
yıkmak, hiçbir müzik tanımlamasının
kabul edemeyeceği bir şeydir. Çünkü
daha güzeli enstrümanların doğal ses-
lerini kullanmaktır. Onların oluşturdu-
ğu besteler her zaman her şeyden daha
üstün gelecektir. Müziğe saygı, müziğin
babalarına saygı açısından da önemli
bir noktadır. Müziği sanallaştırmak onu
başka bir şeye dönüştürmeye çalışmak-
tır. Onu tehdit etmektir, öldürmektir.
Söylemek, müzikle ilgili hemen herke-
sin bir yorum yaptığı, bir şeyler bildiği
kısmıdır. Tamamıyla doğuştan yetenek-
le de, eğitim almakla da ilgisi olsa da,
önemli kısımdır. Çünkü yazılana nefes
olmaktır. Eğer yazılan bir şey varsa bes-
tenin yanında söylemek kısmını gerekti-
rir. Onu da usta seslere teslim etmek ayrı
bir yetenektir. Her güzel ses her şarkıyı
söyleyecek diye bir kural yoktur. Bazı
sesler, bazı şeyleri söylemek için en uy-
gundur. Söylemek kısmı en zahmetsiz,
en külfetsiz kısmıdır belki de.
Yazmak, söylemek, bestelemek... Uzun
bir yol, eğlenceli bir süreç, emek koy-
mak, karanlıkta umut aramak de-
mektir. Dijitalleşen malum müzik
dünyasında şüphesiz en kıymetli işi
yapanlar, bu üçünü yerine getirebilen-
lerdir. Önce duygularından yola çıkıp
kağıtları sözlerle doldurmak sonra ona
uygununu bestelemek ve en sonunda
tüm bu sürece nefes olmaktır. Bu arada
önce bestelenir mi yoksa yazılır mı so-
rusuna da değinmek gerekirse, bir sıra
yoktur; kimi zaman önce yazarız ona
uygun besteleriz kimi zaman bestele-
yip üstüne sözleri doldururuz. Velha-
sıl, bu üçünü yapabilen insanlara çok
büyük saygı duymak, şapka çıkartıp
selamlamak gerekir. Çünkü onlar
müziğin gerçek kahramanlarıdır. Bu işi
layığıyla yapanlardır, müziğin tanımını
yeterince kavrayanlardır. Sonuç mu? Bil-
gisayarın başında oturup notalara bas-
mak değil, yılların birikmişliği olan usta
ellerle sımsıkı saza sarılmaktır müzik. P
Söz olmadan
da müzik olur
ancak beste
olmadan asla.
15