Perspective Perspective 34 | Page 74

H Hayata Geçmişe Dönüş: Bir Yeşilçam Yolculuğu Başlı başına bir tarihtir Yeşilçam. Kendi hikayesi vardır. Kendi acıları, kendi mutlulukları... Nice yönetmenlerden, nice sanatçılardan, nice insanlardan oluşan bir dünyadır Yeşilçam. Eren Kürklü [email protected] K 70 onumuz Yeşilçam, başlığımız Yeşilçam. Ama hemen Yeşil- çam hakkında konuşmaya başlamam doğru olmaz. Za- ten başlasam da susamam. Aslında Yeşilçam’ı anlatma- dan önce, Türkiye’de sine- manın kısa bir tarihini anlatmanın çok daha yerinde olacağını düşünüyorum. Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk film, 1896’da, İstanbul’da, Lumière Kardeşler tarafından gösterilmiştir. Adı “L’Arrivée d’un train en gare de La Ciotat” olan bu filmin en ilginç taraflarından bir tanesi, sadece 50 saniye sürmesidir, ve adının da söylediği gibi bir trenin La Ciotat garına yanaşmasından ve yolcuların inmesin- den ibarettir. Ancak ilk Türk yapımı film 1914 yılında Fuat Uzkınay’ın yönettiği “Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılı- şı” olmuştur. İlk Türk öykülü film Sedat Simavi’nin Casus filmi olsa bile, ilk sesli film ancak 1931’de gösterime girmiştir. 1940’ların sonları ve 1950’lerin başları- na gelindiğinde, İkinci Dünya Savaşının yıkımlarından dünya hala kurtulamamış, Türkiye dahil pek çok ülkede film yapım sayısı giderek azalmaya başlamıştı. Öyle ki, 1952 yılında sadece 49 film yapılmış olsa bile geçmişteki bütün yılların top- lamından daha fazla film elde edilmişti. Ancak 1960’larda, Türkiye dünyadaki en büyük 5. film yapımcısı ol- mayı başarmış, senede ne- redeyse 300 film prodüksi- yonuna imza atmıştı. Gel gelelim tam da bu sene- lerde kendini kanıtlayan ve bütün gözleri üzerine alan bir film endüstrisi... Tabii ki Yeşilçam’dan bahsediyo- rum. Geçenlerde internette “Neden Yeşilçam’a Yeşilçam denilir” diye bir makale ile karşılaştım. Belki sokağın adından gelmesi dışında somut bir nedeni bulunma- Lütfücüğüm her şeyi yapı- yorum da bu gözlerimden ateş çıkaramı- yorum.