Perspective Perspective 34 | Page 71

dığını düşünüyoruz mesela . Konjonktüre veya rekabete bakıyoruz , ya da benzer türde çok fazla iş olup olmadığına . Bence TIMS ’ in en büyük özelliği bu , benzer türde işler varsa o taraflarda iş yapmıyor . Çünkü Türkiye › de maalesef ki bir sürü sektörde , bir tek bizim endüstride değil , böyle büyük bir hata var taklit üzerine . Ya da işte zaten tutmuş bir şeyin üzerine yeni bir şeyler yapmamak üzerine kurulu bir şey var . Ağa dizisi tutar herkes ağa dizisi yapmaya çalışır , gençlik tutar herkes gençlik yapmaya çalışır gibi . Biz hiç öyle yapmıyoruz , biz tam tersine boşluk yakalamaya çalışıyoruz . Ama sadece de boşluğa bir şey üretmiyoruz , önce hikâyenin kökünün çok iyi olması lazım .
P : Yine bir dönem gençlik dizileri yapmışsınız çok fazla . Sonra birden Muhteşem Yüzyıl ’ da halkın da nabzını yokladınız mı yoksa gerçekten projenin çok köklü olduğunu mu düşündünüz ? O büyük bir projeydi çünkü .
T . S : Muhteşem Yüzyıl şöyle , bir kere ekonomik büyüklüğü de söz konusuydu , yatırımı da büyüktü . İlk yıllarda o işi yapamazdım zaten . Önce küçük işlerle para biriktirdim diyelim . Sermayemizi oluşturduktan sonra “ Evet , hazırız . Büyük bir projeye girebiliriz .” dediğimiz dönemde zaten büyük proje bakmaya başladık . Rahmetli Meral Okay da bu
fikri ortaya attığında hemen yükseldim . Önce üç sayfalık bir şey verdi bana , “ Bunu yaparız .” dedik ve bir deliliğe soyunduk . İyi ki de soyunmuşuz diyorum bugün , yaptığımız için mutluyuz .
P : Evet , çünkü şu anki dizilere de baktığımızda aslında bir çığır açtı diyebiliriz . Çünkü daha farklı bir profilde diziler vardı , şimdi daha dönem dizilerine dönüldü .
T . S : Evet , yine bizim her zaman bir trendsetter tarafımız var . Türkiye ’ de gençlik dizisi yokken biz gençlik dizisi yaptık . Yine bir yol açtık . Dönem dizisinde de Osmanlı ’ yla ilgili bir şey yapılmazken yine bir dönem açtık . İşte ne bileyim , “ Suskunlar ” gibi bir iş yaptık , alternatif bir iş , yine o yönde başka bir yol açtık . Yani bence trendsetter olmak çok önemli , bizi diğerlerinden ayıran bir şey . Türkiye ’ de ihracatçı yapım şirketi çok az . Yani 2-3 tane diyebilirim , o 2-3 taneden biri de biziz . Türkiye ’ nin de kalkınmasındaki en önemli şeylerden biri de bence bizim özümüzden çıkan ürünlerin , % 100 yerli olan şeylerin ihraç olabilmesi . Bu memlekete fayda sağlar , bence bakış açımızın hep böyle olması lazım .
P : Sektörden konusu açılmışken , Amerikan dizilerinin süreleri çok daha kısa veya bir bölümü çok daha uzun sürede çekiyorlar mesela . Ama
Şans bir faktördür iş hayatında ama şans kimsenin ayağına gelmez .
Türkiye ’ de şunu da biliyoruz , diğer ülkelerden ziyade diziler burada evlerde çok rağbet görüyor , halk çok yüksek tepki gösteriyor . O yüzden büyük bir sektör ama bu yüksek beklenti yapım aşamasında da zorluk yaratıyor mu ?
T . S : Beklentinin yüksek olması derken Türkiye ’ deki veya bizim hitap ettiğimiz bölgedeki seyirci çok farklı , Amerikan ürünlerine bakan seyirciyle aynı değil genellikle . Sebebi şu : bizde dizi başlar , misafir gelir , yemek yenir , üzerine konuşulur , arada diziye bakılır . O , sosyal hayatın bir parçası , ailenin bir ferdidir . O yüzden bizde süreler farklı olmak zorunda kalıyor şu anda . Tabii ki biraz gereksiz uzun , ama Amerika ’ daki kadar kısa olmaması gerekiyor çünkü bizler diziyi ücretsiz kanallarda izliyoruz . Ama bizimkiler gibi “ premium dizileri ” Amerika ’ da sadece Pay TV ’ lerde izleyebilirsiniz onu söyleyeyim size . Yani ABC ’ yi açın , sadece ucuz birkaç tane komedi görebilirsiniz , onun dışında kuvvetli dizi göremezsiniz . Kuvvetli dizilerin hepsi
67