Perspective Perspective 34 | Page 41

başaramazsanız) kıyafetlerinize sorgu- suz sualsiz el konulur. Okula girdiğiniz günden mezun olduğunuz güne kadar bu kuralı sorgulamaya devam edersiniz ama size temin ederim henüz sonuca ulaşan olmadı. #3 Tüm okul hayatınız boyunca köşe bucak kaçacağınız Fransız hocalar. Aslında özünde çok iyi olduğuna inan- dığımız ama sınıfa girince bir anda her- kesi oturduğu yerde titreten hocalara sa- hiptir bu liseler. Derste veya ders dışında sizi Fransızca konuşmak durumunda bırakırlar ve özellikle henüz ilk günden Fransızca anlamalarını bekleyen hocalar karşısında dona kalan küçük sınıfların korkulu rüyası olmuşlardır. Fransız ho- caların Türk hocalara göre daha katı bir disiplini vardır ve Türk eğitim sistemini bir türlü çözemedikleri doğrudur. Dola- yısıyla son sınıfa gelen öğrenciler sadece Türk sisteminin bir dayatması olan YGS ve LYS gibi sınavlarla değil bir yandan Fransız hocalar, sözlüler, projeler ve sı- navlarla uğraşmak zorunda bırakılır. Türk sınav sisteminden bahsetmişken son sınıf öğrencilerinin matematik, fizik, biyoloji gibi derslerin testleri karşısında Çince bir metinle karşılaşmış gibi his- setmesinden söz etmeliyim. Beş yıl bo- yunca tüm bu dersleri Fransızca görmüş kişiler olarak, test mantığından çok uzak kalmanın verdiği tecrübesizlikle, son sı- nıfa geldiğinizde hayatın gerçekleri yü- zünüze bir tokat gibi çarpacaktır. Neden mi bu dersler Fransızca? İnanın bunun cevabını kimse bilmiyor. Fransız liselerindeki katı kurallar, ceza- lar, zorluklar üzerinde hem fikiriz sanı- rım. Fransız liseleri tüm bunların yanın- da kocaman bir ailenin parçası olmaktır, mezun günlerinde bir araya gelip ho- calarınızla sohbet etmek, donanımlı ve kültürlü bireyler olarak hayata atılmak, Frankofon olmaktan gurur duymaktır ve bunları ancak mezun olurken anlar- başı, bayram, sömestr gibi pek çok tatil varken bir de bunlara Paskalya, Noel gibi yabancılara ait tatiller de eklenince bu okullarda okuyanlar için durum ta- dından yenmez bir hal alıyor. Tüm arka- daşlarınız okula giderken siz bir haftalık paskalya tatilinin keyfini çıkarıyorsunuz mesela. E beş yıl cefasını çekiyorsunuz, o kadar da ayrıcalık olsun… sınız. Yazının devamında gelin bir de bunlara göz atalım. #4 Fransızca bilmenin size sağladığı binbir türlü fayda. Fransızca belki de sadece bir dil olabilir ama Fransızca bil- mek insanın dünya görüşünü genişleten bir şeydir aslında. İlk olarak Frankofon camiasının bir parçası olursunuz. Anne- niz arkadaş ortamlarında sizin bu bilgi- nizle oldukça fazla hava atar. Ailenizin, akrabalarınızın “Hadi biraz Fransızca konuş” lafını sıkça duyarsınız. Bunun dışında tüm Fransızca şarkıları söyleye- bilirsiniz. Her hazırlık sınıfı öğrencisinin ilk öğrendiği şeylerden biri “Sympha- tique” ya da daha yaygın bilinen adıyla “Je Ne Veux Pas Travailler” (Çalışmak is- temiyorum) şarkısıdır (Bu değişmez bir gerçek, adeta bir gelenek). Bunlara ek olarak lisede okuduğunuz sürede Fran- sızca, Fransız edebiyatı, tarihi hakkında saatlerce konuşabilecek donanımda ol- sanız da Fransız biriyle beş dakika ko- nuşacak günlük kelime haznesine sahip olamazsınız çünkü henüz birinci sınıfta cümle kurmayı Voltaire ve Montaigne gi- bilerinden öğrenmişsinizdir. #5 Sadece yabancı liselerde olan ta- tiller. Zaten ülkemizde hali hazırda yıl- #6 Yabancı okullar arasında sonu gel- meyen bir rekabetin ortasında kal- mak. Sadece Fransız değil, Amerikan, Alman ve İtalyan kökenli okullar da var. Fransız liseleri arasındaki uçsuz bucak- sız (ve nedeni henüz anlaşılmamış) re- kabeti şimdilik bir kenara bırakırsanız tüm bu yabancı okullar adeta bir yarış içindedir. Hangi okulun daha zor oldu- ğu tartışmasından başlayın, okul yemek- hanesinde çıkan yemeğe kadar mümkün olan her konuda bir savaş içindelerdir. Yani kısacası yabancı okullar arasındaki kardeşlik bağı ancak bir rivayet olarak varlığını sürdürmektedir. Bitmeyen hazırlık günleri ve bitmesin istediğiniz mezuniyet senesiyle, disip- linli Fransız hocalarının yanında tonton “frère” ve “sœur”leriyle, uzun “retenue” sa- atleri ve çılgın mezun günleriyle Fransız liseli olmak bambaşka bir dünya ve ko- caman bir ailenin parçası olmak demek- tir. Hayata donanımlı, kültürlü farklı bir bakış açısına sahip başlamak demektir. Öğrencileri henüz çocukken alıp Fransız ekolü içinde harmanlayarak yetişkin do- nanımlı bireyler haline getirir, tüm bun- lar olurken ne olduğunu anlamaz ama mezun olduktan sonra, koridorlarında kahkahalarınızız yankılandığı okulunu- zu buruk bir özlemle anarsınız. Bah oui! Je suis Francophone! P KAYNAK http://listelist.com/fransiz-lisesinde-okumak/ 37