Perspective Perspective 34 | Page 29

sahib-i kırân unvanını alırlardı. Yıldız- ları (necm) okuyan müneccimler; insan- lara evlenmeleri, doğum yapmaları, bir işe başlamaları veya işlerini bitirmeleri için tavsiye verirlerdi. Babilliler ve eski Mısırlılardan kalan bu meslek, 21. yy’da en çok gelir getiren işlerden biri olacak ve yerini astrologlara bırakacaktı. Müneccimin işi zordu fakat rehberi sağlamdı: Yunan gökbilimci Batlamyus (108-168), Antik Çağ’ın en kapsamlı kitabı Mathematike Syntaksis (Bilimsel Bileşim)’i kaleme almış; Arapların el- Mıcıstî (en büyük) dediği bu kitap Orta Çağ Avrupası’nda Almagest adıyla bilinir olmuştu. Babilliler’in izinden giderek gökyüzünün kuzey yarım küresini 48 parsele ayıran Batlamyus, bunlara Yunan mitolojisinden ya da hayalperestlerin yakıştırmalarından kaynaklanan isimler vermişti. Böylece takımyıldız kavramını bilime armağan etmiş ancak ölümünden 1762 yıl sonra Uluslararası Astronomi Birliği’nin (IAU) düzelteceği bir hata yapmıştı: Gök küre, meğer kuzey ve gü- ney yarısı dahil olmak üzere 88 takımyıl- dız parselinden oluşuyordu! Bunlardan bir bölümüyse, Güneş’in yıl boyunca gökte hareket ediyor gibi göründüğü yol boyunca sıralanmış takımyıldızlardan olup toplamda 12 taneydiler. Bu 12 takımyıldız bugün daha çok Zod- yak Takımyıldızları olarak biliniyor ve her biri bir burç ile eşleştirilmiş hâlde. Antikitenin insanıyla bugünkünün ara- sında çok da fark yok aslında: Doğdu- ğu anda belki bir kırân sahibi olmasına imkan vermedi gökler ancak yıldızların talihini şekillendireceğinden hiçbir za- man ümidini kesmedi. Müneccim veya astrolog; isimleri değişse bile yüzlerce yıldır uzayı bir harita gibi serip insan- lara umut tacirliği yapma görevini üst- lendiler. Peki, haritanın bu parçalarının kökenleri, hikâyeleri ve unutulup giden isimleri nelerdi? KOÇ takımyıldızı, el-Hamel ya da Aries burcuna isim verdi. Doğurganlığın ve yaratıcı yaşamın simgesi oldu Antik Mısır’dan bu yana. Eski Türkler ona kozı (kuzu) dediler; kebş (arapça) ve bere (farsça) ismini de kullandı Osmanlılar. BOĞA takımyıldızı, el-Sevr ve Ta- urus ismiyle anıldı. MÖ 17. yy’dan beri bilinen en eski takımyıldızı. Mısırlıların Apis’i, Giritlilerin Mionotor’u ve Yunan- ların Europa’yı bu kılıkta kaçıran tanrısı Zeus’u. Türkler tarafından Ud ve Öküz adlarıyla da anıldı. YAY takımyıldızının bu şekilde ta- nımlanmasındaki vurgu okçuda değil, elindeki yayda. Yarı insan, yarı at şeklin- de tahayyül edilmiş. el-Kavs (yay) ve Sa- gittarius (okçu) burda ayrılıyorlar. Attığı okla Orion’un intikamını aldı ve akrebi vurdu. İKİZLER takımyıldızı, Truvalı Helen’in kardeşleri Kastor ve Polluks’un ardından Gemini ismini alsa da Osman- lılar ona, sebebini bilmediğimiz şekilde, el-Cevzâ (kara koyun) ismini taktılar. Diğer isimleri Tevemmîm (ar. “ikizler”), Dü-Peyker (fa. “iki yüz, suret”). OĞLAK takımyıldızı, bilinen en eski takımyıldızlardan biri. El-Cedî ola- rak ansa da Osmanlılar, Batı’da aynı an- lama gelen Capricornus kullanılmakta. Balık kuyruklu keçi olarak canlandırılır bu takımyıldız; keçi kılıklı doğa tanrısı Pan, titanlardan Tyfon’dan (tayfun) ka- çarken su içersinde saklanmasıyla bu şekli almıştır. Büzgâle-yi felek (ar. ve fa. “göğün keçisi”) diye isimlendirildiği de olmuş. YENGEÇ takımyıldızı, Hera’nın göğe almasıyla yerine kavuşur. Çok başlı canavarla boğuşan Herkül’ü alt etmek isteyen Hera, ona bu yengeci gönder- miştir ama üvey oğlu bunu ezerek öldü- rür. Osmanlılar bu burca, aynı anlama gelen el-Seretân dediler. ASLAN takımyıldızı, Osmanlılarca el-Esed diye anıldı. Mitolojiye göre As- lan, Ay’da yaşıyordu. Bir gün dünyaya akan bir yıldız biçiminde inerek yeryü- zünü talan edince Herkül onu boğarak öldürdü ve göğe yerleştirdi. BAŞAK takımyıldızının adı niçin böyle, sebebi meçhul. Tarım ve bereke- tin tanrıçası Demeter’den kaynaklandı- ğı söylenir. Anlatıda; tanrıça elinde bir palmiye dalı, diğerinde başak tuttuğu kaydedilir. Bu yüzden el-Sünbüle der ona Osmanlılar. Bakire yani Virgo’dur; Demeter’in kızı Persefone’den gelir ki- milerince bu ismi. Salkım der ona Uluğ Bey; buğday başağı yerine üzüm salkımı tuttuğunu hayal eder zat. TERAZİ takımyıldızı, el-Mizân ya da Libra. Anlam hep aynı. Çünkü adalet tanrıçası Astrae, ölüleri son yolculukları- na uğurlamak üzere burda beklemekte- dir. Ülgü, diye anmışlar onu eski Türkler, daima manasını koruyarak. AKREP takımyıldızının şeklinden niçin böyle adlandırıldığını görmek zor olmuyor. Scorpius veya el-Akreb. İlginçtir ki Çıyan, Çadan, Kuyruklu diye de anıldı- ğı olmuş. Dev akrep, Avcı Orion’u soka- rak öldürdü. KOVA takımyıldızı, Babil’den bu yana kaptan su döken genç adam ola- rak canlandırılmış. Aquarius (saka) ismi ordan gelmekte. Fakat Orta Çağ’ın Müs- lüman bilimadamları insan biçimini kullanmayıp kabı ön plana çıkarınca, ta- kımyıldızının ve burcun adı el-Devl (ar. “su kovası”) olarak kalmış. BALIK(LAR) takımyıldızı, Pisces (lat. “balıklar”) olarak bilinmesine rağ- men Türkçede balık (eskiden el-Hût) olarak kalmış ismi! Tyfon’dan kurtul- maya çalışan, bu sefer, güzellik tanrıçası Afrodit ve oğlu Eros’tur: ana-oğul balığa dönüşürler ve el ele suya dalarlar. P KAYNAK Şemseddin Sami, Kamus-ı Türkî, 1317-1318, İstanbul. Özel, M. Emin, Saygaç, A. Talat, Gökyüzünü Tanıyalım, TÜBİTAK Popüler Bilim Yayınları, 2004, İstanbul. Pultar, Mustafa, Yıldız Adları Sözlüğü, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2007, İstanbul. Redhouse, Sir James, Turkish and English Le- xicon, New Edition [tıpkıbasım], Çağrı Yayınları, 1992, İstanbul. Unat, Yavuz, “Eski Astronomi Metinlerinde Karşılaşılan Astronomi Terimlerine İlişkin Bir Sözlük Denemesi”, OTAM, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merke- zi Dergisi 11, 2000-2001, Ankara: 633-696. 27