Perspective Perspective 34 | Page 25

Zamanın evrenin her yerinde aynı ol- madığı fikri fiziğin en kafa karıştırıcı ve çözülemeyen konularından biri- sidir. Bir cisim uzayda ne kadar hızlı hareket ederse, zaman da o cisim için kısalmaya başlar. Cisim ışık hızına yaklaştıkça zamanı iyice yavaşlatır ve ışık hızına ulaşıldığı noktada zaman- da bükülme gerçekleşir. Teorik olarak ve gerekli hesaplamaları yaptığımızda uzayın her noktasında aynı zaman al- gısına sahip olmadığımız anlaşılabilir. Fakat bu meseleyi insanoğlu olarak pratikte kanıtlamamız pek de müm- kün değildir. Çünkü az önce söyledi- ğimiz gibi bunu yaşayabilmemiz için ışık hızına ulaşmamız gerekir, fakat günümüz teknolojisi henüz ışık hızı- na ulaşabilmemizi mümkün kılmıyor. Hesaplamalar her ne kadar zamanın göreceli olduğunu kanıtlasa da bunu deneyimleyebilmemiz henüz olası de- ğildir. Bu durum da görelilik algısıyla ilgili kafamızda oluşan soru işaretleri- ni kaçınılmaz kılmaktadır. Zamanın göreliliğiyle ilgili bizlerin kafalarında oluşan algısal soru işaret- lerinin yanı sıra fizikçilerin de içinden çıkamadığı durumlar vardır. Bunla- rı “paradoks” olarak adlandırıyoruz. Çincede “paradoks” sözcüğü “mızrak” sözcüğünü simgeleyen “pin” karak- teriyle ve “kalkan” sözcüğünü sim- geleyen “yin” karakterinin yan yana gelmesiyle yazılır: pinyin. Bunun ne- denini anlamak için M.Ö. 3. Yüzyıl’a ait bir felsefe yazıtı olan “Han Feizi”de anlatılan bir hikayeye bakabiliriz. Hikayede mızrağını ve kalkanını sat- maya çalışan bir adam vardır. Adam, mızrağını soranlara “Dünyadaki bü- tün kalkanları delebilecek güçte” ol- duğunu anlatırken kalkanını sornala- ra da “Dünyadaki bütün mızrakların darbesine dayanıklı bir kalkan” oldu- ğunu söylemektedir. Fakat alıcı adayla- rından birisi çıkar ve satıcı adama “Peki birisi mızrağını alıp kalkanına saldırırsa ne olur?” diye sorar. Satıcı bu soruya bir türlü cevap veremez çünkü mızrak kal- kanı delecek olsa iddialardan birisi, aksi durumda da diğeri geçerliliğini yitirir. O günden beri de kendi içinde çelişkileri olan durumlar için Çince’de “pinyin” deyimi kullanılmaktadır. Ayrı ayrı geçerli olup da bir araya gel- diğinde çelişkiler yaratan durumlara pa- radoks diyoruz. En ünlü paradokslaran birisi olan “Yumurta mı tavuktan yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar?” sorusunu duymayan yoktur herhalde. Uzay-za- man temalı paradoksların en bilineni de “İkizler Paradoksu”dur. Eartha ve Astra ismindeki ikizlerimiz 20 yaşındadır. Eartha Dünya’da kalırken Astra Dünya’dan 4 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegen olan Alpha Centauri’ye doğ- ru yola çıkar. Astra, Alpha Centauri’ye Dünya saatine göre 5 saatte varabileceği bir hızla gitmektedir. Fakat Astra yük- sek hızlarda hareket ettiği için Alpha Centauri’ye vardığı anda Dünya’da bek- lemekte olan Eartha için 5 saat geçmiş- ken Astra için 3 saat geçmiştir. Astra bu sırada yön değiştirir ve Dünya’ya geri dönmek üzere harekete geçer. Aynı hız- Zaman kavramını tam olarak anlayabilmek için biraz daha zamana ihtiyacımız var gibi görünüyor. la Dünya’ya geri dönerken Eartha için bir 5 saat daha geçer ve Astra’nın hızı- na göre bu 3 saate denk gelmektedir. Yani Astra, Alpha Centauri’yi ziyaret edip Dünya’ya döndüğü anda kendi zaman çizgisine göre 6 yıl geçirmiş ve 26 yaşına gelmiştir. Fakat Eartha ise Dünya’nın zaman çizgisine göre 10 yıl geçirmiştir ve 30 yaşındadır. Para- doks ise tam bu noktada ortaya çıkar. Aynı anda nasıl hem 6 yıl hem de 10 yıl geçmiş olabilir? Bu paradoksun çö- zümünü ise yine Einstein’ın Görelilik Teoremi’nde buluyoruz: farklı hızlar- da ve farklı noktalarda olan gözlem- cilerimizden Eartha için 10 yıl, Astra için de 6 yıl doğru cevaptır. Çünkü Görelilik Kuramı referans alınan varlı- ğın kendi hızına veya konumuna göre bir zamanı olduğunu söyler. Böylece fizik yasalarının evrende her koşulda kendilerini muhafaza etmeyi sürdür- düğünü anlarız. Bu düşünsel deneyden de anlayaca- ğımız üzere uzayda zaman kavramı; gözlemciler, hızlar veya konumlara göre tamamen farklılık göstermekte ve mutlak bir zaman kavramından bahsedilememektedir. Kim bilir belki günlerden bir gün ışık hızına ulaşan araçlara sahip olabildiğimizde gerçek- ten uzayın derinliklerinde bir yerlerde bir arkadaşımızla kahve içmeye gider, zamanı yavaşlatır ve hatta durdurabil- meyi bile başarırız. P KAYNAK Stephen Hawking, Zamanın Kısa Tarihi bilimteknik.tubitak.gov.tr bilimgenc.tubitak.gov.tr www.fizikist.com tr.wikipedia.org 23