Perspective Perspective 34 | Page 22

D

Dosya

Evrende Yalnız Mıyız ?

Gökyüzünde tanımlayamadığımız yuvarlak bir nesne var , yoksa bu bir UFO mu ?
Ayşe Nur Onuk anonuk @ gsuik . co
20

Günümüze kadar pek çok kez tanımlanamayan uçan nesnelere , yani UFO ’ lara ait olduğu iddia edilen görüntüler kaydedildi . Bazıları basit algı hatalarına dayanırken bazıları ise ilk anda açıklanamamış ve dünya çapında haberlere konu olmuştur . Eninde sonunda gerçek olmadıkları kanıtlansa da bu tür haberler insanoğlunu her zaman heyecanlandırmış ama bir o kadar da tedirgin etmiştir . Peki hepimizin kafasında yer eden uçan dairelerin yani “ UFO ” figürünün nasıl doğup büyüdüğünü ve gerçekliği sorgulanan bir kelimenin görseli haline geldiğini hiç merak ettiniz mi ?

Dünya tarihinde uzaya olan ilginin yoğunlaşmaya başladığı zamanlar Soğuk Savaş dönemine denk gelir . Bu dönemde Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ’ nin ezeli rekabeti dünyadan taşıp ve artık bir “ Uzay Yarışı ” halini almıştır . 1957 ’ de başlayıp 1975 ’ e kadar süren bu yarış , uzayı keşfetmek amaçlı olup uydu ile sondaların uzaya yollanmasına ve uzay araçlarının geliştirilmesine dayanır . Bildiğimiz gibi bu yarışta Sovyetlerin önemli çalışmalarına rağmen , popüler olan Amerika Birleşik Devletleri olmuştur . Uzaya çıkan ilk insanın Yuri Gagarin olmasına karşılık Ay ’ a ilk ayak basan adam olarak tarihe geçen kişi Amerikalı astronot Neil Armstrong ’ tur .
Soğuk Savaş döneminde UFO ihbarlarının sayısı inanılmaz derecede artış gösterdi çünkü insanlar füze ve uçak seslerine karşı duyarlı olmaya başlamış ve gözlerini gökyüzünden ayıramaz olmuşlardı . Bunun dışında özellikle pilotlardan gelen açıklamalarda kendilerinden yüksekte bulunan ve
Amerikalı bir pilot olan Kenneth Arnold Washington ’ da Cascade Dağları üzerinde uçarken uzakta parlak , mavi ve beyaz renklerde disk şeklinde olan bir dizi ışık gözlemlediğini açıkladı . Üstelik bu ışıklar dağların arasında bir görünüp bir kayboluyordu .
çok hızlı hareket eden bir cismin varlığı yer alıyordu . Halbuki herkesi heyecanlandıran bu ihbarların temelini , Amerika
Birleşik Devletleri ’ nin o zaman uçuş denemelerine henüz başladığı U2 uçakları oluşturuyordu . Döneme göre var olan tüm uçaklardan daha hızlı ve yüksekte uçabilmesine karşılık bilginin dünya kamuoyundan gizli tutulması , uçağı ilk gören kişilerde şaşkınlık yaratmıştı .
Benzer bir örnek 1947 yılı haziran ayında yaşandı . Amerikalı bir pilot olan Kenneth Arnold , Washington ’ da Cascade Dağları üzerinde uçarken uzakta parlak , mavi ve beyaz renklerde , disk şeklinde bir dizi ışık gözlemlediğini açıkladı . Üstelik bu ışıklar dağların arasında bir görünüp bir kayboluyordu . Ayrıca Roswell kasabasında Amerikan ordusunun hava üssünün yakınındaki bir çiftlik arazisinde ne olduğu anlaşılamayan bir enkaz bulundu ve incelenmek üzere 51 . Bölge ’ ye yollandı . Gazete haberlerinde bir UFO enkazının bulunduğu yazıyordu fakat Amerikan ordusu bunu yalanlayarak enkazın bir meteoroloji balonuna ait olduğunu açıkladı . Görgü tanıkları ve olayda görev yapan kişiler ordudan gelen açıklamayı inandırıcı bulmayarak , o gün Roswell ’ de bulunan enkazda uzaylı cesetlerinin de olduğunu ve enkazla beraber incelenmek üzere 51 . Bölge ’ ye taşındığını söylediler . Bugün hala gizemini koruyan 51 . Bölge ’ ye girişlerin yasak olması , çok sıkı bir şekilde denetlenmesi ve hakkında detaylı bir bilgi edinilememesi üzerine iddialar git gide büyüdü ve günümüze kadar geldi . Gerçekten de 51 . Bölge hakkında ; uzaylılarla temasa geçildiği , onlardan öğrenilen teknoloji sayesinde lazer güdümlü füze ve kızılötesi ışın kullanımının başladığı , ışınlanma ile zaman yolculuğu deneylerinin yapıldığı hatta insanlar ile uzaylılardan oluşan melez bir ırk bile