Perspective Perspective 34 | Page 21

fen siparişten sonra internetten çıkın, bir problem olursa size telefonla ulaşmamız gerekecek diye yazdığımızı hatırlıyorum. Çünkü o dönem telefon internete bağla- nınca gidiyordu. Başka bir dünya vardı. İnternetin bizim hayatımıza bu kadar iş- lemediği zamanlardı ama hiçbir zaman vazgeçmeyi düşünmedim. P: Sizce neden dişe dokunur bir rakibiniz yok? N.A: Türkiye’nin büyük gruplarının he- men hemen hepsi denedi ama bunun hol- ding idare etmek gibi olduğunu sandılar. Bu iş başka bir iş: bununla yatıp, kalkıyor bununla yaşıyor olmazlısınız. İnternetin en iyi avantajı dışarıdaki mecralara göre daha eşit bir ortam sağlıyor olması. Tabi ki paranız varsa daha öndesiniz ama tıpkı Yemeksepeti’nde tekil bir restoranın bir zincir restorana karşı şansının eşit olma- sı gibi eşitisiniz. İkisi de bir link. Bu ağır sanayi sektöründeki gibi para basıp fark yaratabileceğiniz bir şey değil ve bunu an- layamadılar. P: Bu konseptin tutmasının Türk halkının rahatlığıyla alakası var mı? N.A: Bu tüm dünyada olan bir şey bu yüz- den onla bir alakası olduğunu düşünmü- yorum. Geleceğe baktığımızda mutfaksız evler söz konusu. Mutfak her gün yemek yaptığın bir yer değil de arada yemek pi- şen, yemek yediğin yere dönüşüyor. Ay- rıca çok iyi yemek yapan restoranlar var üstelik servisi de çok iyi getiriyorlar. Önü- müzdeki 5 senede daha çok dışarıda yedi- ğinizi ve söylediğinizi göreceksiniz. Mut- fakta yemek yapmak giderek azalacak. Annelerimizin dönemi geride kaldı artık. P: Kendi internet sitesini kurmak isteyen biri neler yapmalı? Bu siteyi nasıl tanınabilir ve kullanılabilir hale getirebilir? N.A: Durum bizim zamanımızdan çok farklı. Böyle bir projeniz varsa arkasına çok yüklü para koymanız lazım. Bize ilk rakip 3 yıl sonra çıktı şimdiyse projeniz iyiyse, model iyi gidiyorsa birkaç aya ra- kipler türüyor. Bu nedenle pazarlama daha önemli hale geldi. Pazarlamayı des- teklemek için de paraya ihtiyacınız var. Çalışıyorsanız veya öğrenciyseniz ki o za- man daha rahatsınız elinizde olan her şeyi bırakıp bu işe odaklanmanız gerekiyor. O işin başına oturup yüzde yüz motivas- yonla çalışmanız gerekiyor. Mutlaka para bulmanız gerekiyor. Girişimcinin kendi cebindeki parayla işe girmemesi gereki- yor. Biz bunu yaptık ama doğru olduğu için değil mecbur olduğumuz için yaptık. Etrafınızda size inanan ve sizi finansal an- lamda destekleyecek insanlar bulmanız çok önemli. P: Birçok projeye yatırım yaptığınızı biliyoruz. Ne tarz projelere önem veriyorsunuz? Yatırım yaparken en önem verdiğiniz kriteriniz ne? N.A: Şu anda yatırım yaptığım proje sayısı 24’ü geçti. Daha çok internet projeleri tabi ki. Bambaşka profilden insanlar var bu yüzden herkesin il- gisi, beğenisi ve bilgisi farklı alan- larda olabiliyor. Ben daha çok pazar yerleri, sosyal medya, gibi projelere yatırım yapmayı tercih ediyorum. Sıfırdan gelen yeni projelere yatırım yaparken dikkat ettiğim ilk şey onu bana getiren girişimcinin kim oldu- ğu, hayat vizyonu, kimlerle bu işi yapmak istediği. Fikir bulmak artık acayip bir şey değil, her yerde fikir var bu yüzden yaratıcılıktan ziyade bana o projeyi getirenin sağlam bir girişimci olmasına önem veriyorum. P: Piyasada birçok iş hayatında başarı, yöneticilik, girişimcilik konulu kişisel gelişim kitabı var. Bu kitaplar hakkında ne düşünüyorsunuz? N.A: İyi düşünmüyorum. O kitapla- rın bir kısmının yazarlarının hayatta bir başarısı yok. O kitapları okuma- dan önce yaza rların hayatlarını ince- leyip öykünebilecek bir şey buluyor- sanız okuyun derim. Steve Jobs’ın biyografisini tabi ki okuyun. Ama ortada olmayan bir başarının anlatıl- dığı kitapları okumayın. P: Nasıl bir lider olduğunuzu düşünüyorsunuz? Liderlik kazanılabilen bir şey mi? N.A: Detaylara biraz fazla dikkat ediyorum, aklıma geleni söylemek- ten çekinmiyorum, çok hızlı karar alıyorum ve çalışanlarımın insiya- tif kullanmalarını istiyorum. Sonuç odaklı biriyim ve yeni şeyler dene- yip, yapmaktan acayip keyif alıyo- rum. Çoğu içten gelen özellikler. Girişimcilik öğrenilebilir bir şey ama insanın içinden gelen o liderlik özel- likleri insanın daha kolay sıyrılması- nı sağlıyor. P: Girişimci olacağınızı ne zaman anladınız? N.A: Küçükken anlamıştım. Her za- man kendi işimi yapıp fark yaratmak istiyordum. Ailem de başkalarıyla çalışırsam çok zorlanacağımı düşü- nürdü. Hiç iş görüşmesine girmedim veya kimse bana Yemeksepeti’nin CEOsu olmayı öğretmedi. 5 kişilik şirket ve 500kişilik şirket yönetmek çok farkı şeyler. Şirket farklı bir yöne Fikir bulmak artık acayip bir şey değil, sağlam bir girişimci olmak önemli. doğru gittikçe sizin de karakterinizi ora- ya doğru geliştirip beslemeniz gerekiyor. 500kişiyi 5kişiyi yönetir gibi yönetirseniz o iş olamaz. Ben bu dönüşümü başarılı şekilde tamamlayabilmişim ki şu an bu durumdayım. P: Takım çalışmasına çok önem veriyorsunuz. Bu yaratıcı ortamı sağlamak için yaptığınız bir şey var mı? N.A: En önemli şey doğru insanı seçebil- mek. Doğru ve bizi yukarıya taşıyabilecek arkadaşlarla beraber olmaya çalışıyoruz. İşe alım süreçlerini çok iyi yapıyoruz. Daha da iyi yapacağız. Sosyal medyada insanların bu kadar rahat iz bıraktığı bir dünyada çalışanını seçmeden önce sosyal medyalarını inceliyoruz. Çünkü cv yara- tılmış bir şey, cv’yi herkes hazırlayabilir ama sosyal medyada kendinizsiniz, kim olduğunuz ve Yemeksepeti’ne ne katıyor olduğunuz önemli bizim için. Yemekse- peti işe alımlarında 3-4 farklı görüşme- den geçilir en sonunda da ben 10dk bile olsa konuşmaya özen gösteririm. Çalı- şanlarımıza yaratıcılıklarını, kabiliyetle- rini rahatlıkla ortaya koyabilecekleri bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Üst katta bilardo oynanır aşağıda pinpon oynanır. Sonuç odaklı bir firmayız. Sonucu bana getirdikleri takdirde “Kaçta geldin?” “Ne giydin?” “Bu saatte bu yapılır mı?” gibi soruları olan bir kültürümüz yok. Daha farklıyız. Türkiye’de silikon vadisi kon- septine en yakın firmalardan biri şüphe- siz Yemeksepeti. P 19