Perspective 36 A2018-3196-PerspectiveSayi36-DUSUK | Page 92

88
O gece hiçbiri olamayacağını anlar , Yazar . Issız cadde boyunca bir o yana , bir bu yana yürür durur .
Caddenin başında bir karaltı belirir , kim bilir ne zaman sonra . Gölge ya da karanlıkta kalmış bir nesne değil , ağır ağır hareket eden bir gövdedir bu . Yazar ona doğru sıklaştırır adımlarını . Yaklaştıkça belirginleşir karaltının kimliği . Arabası başındaki bir Tatlıcı ’ dır bu . Kurumasınlar diye kaşığıyla tepsideki şerbeti tatlıların üzerinde gezdirmektedir .
Adamın yanında durur , Yazar . Ellili yaşlarda , görmüş geçirmiş biridir . Genellikle Alageyik Sokak ’ ın başında bekleyip , geneleve çıkan vatandaşa satış yaptığını , müşterilerinin ; yokuşu çıkmadan önce gücünü kuvvetini toplama derdindeki öğrenci , işçi ve taşradan kısa süreliğine gelmiş erkeklerden oluştuğunu anlatır , Tatlıcı . Genelev kapandıktan sonra da arabasını buraya , Yüksekkaldırım ’ ın kıyısına park edip , eğlenceden dönenleri beklemektedir .
Yazar , Tatlıcı ’ ya bir gecede ne kadar kazandığını sorar . Cüzdanını çıkarır , telaffuz ettiği rakamın tamamını adamın eline sayar . Yağmurluğu kendisine bırakıp , evine gidip dinlenmesini , sabaha karşı gelip arabasını almasını söyler .
Tatlıcı bir paraya , bir Yazar ’ ın yağmurdan sırılsıklam olmuş suratına bakar . Üç kağıtçı birine benzemiyordur . Sıcacık evi tüter burnunda . Uykusuzdur da bir gece önceden . Parayı sayıp cebine koyar . Anahtarını çıkarır . Arabayı kaldırım demirlerinden birine zincirleyip asma kilidini takar . Yağmurluğunu Yazar ’ a teslim eder . Sabah ezanından yarım saat sonra buluşmak üzere , hızlı adımlarla iskeleye doğru yollanır , tramvayın gerisinde gözden kaybolur .
Yazar , yağmurluğu giyip arabanın başına geçer . Ayağının dibindeki su birikintisinde tatlıcı haliyle göz göze gelir . Kaşığı eline alır . Bir gözü Yüksekkaldırım ’ da , tepsideki şerbeti tatlının üzerinde gezdirerek hikayesini beklemeye başlar . P