Acı insanda
nasıl yaralar
bırakır? Acının
bıraktığı izleri
nasıl gösteririz?
edilen ifadeler daha nasıl etkileyici ola-
bilirdi bilemiyorum. Ayrıca sahne geçiş-
lerinde yönetmen izleyicinin zekasına ve
dikkatine oldukça güvenmiş. Çok kes-
kin geçişler ilk başlarda göze batsa da
zamanla alışıyorsunuz.
Yönetmen filmin psikolojisini verebil-
mek için elindeki tüm kaynakları kul-
lanmış. Müzikler ve kullanılan sahneler
daha ilk sahneden sizi germeye yetiyor.
Çöl, yol, karanlık, dekor ve kıyafetler hi-
kayeyi çok iyi şekilde yansıtmış. Ayrıca
kostüm seçimlerinden de Tom Ford’un
farkını anlayacaksınız.
86
Acı insanda nasıl yaralar bırakır? Acının
bıraktığı izleri nasıl gösteririz? Filmi-
mizde bir yazarın geçmişinde yaşadığı
büyük aşk acısını, kitabında tamamen
farklı bir hikaye ile yansıttığını görü-
yoruz. Bu romanını da yıllar sonra eski
eşi Susan›a gönderiyor. Yaşadıklarını
en güçlü yönüyle yani kalemiyle kendi
gözünden tamamen farklı bir şekilde
romanına aktarmış. Susan’ın ise kitabı
okumaya başlaması ve hikayeyi anlayın-
ca oluşan iç hesaplaşmasını görüyoruz.
Zaten şimdiki hayatı da yolunda değil.
Spoiler vermek istemediğim için konu-
ya bu kısımda daha fazla girmek iste-
miyorum. Filmi izlemeye başladığınız
an muhteşem açılışı ve müziğiyle filme
kendinizi kaptıracağınızı ve sonrasında
ister istemez filmin etkisiyle gerileceği-
nizi biliyorum. Film sizi gerçekten çar-
pacak! Basit bir intikam filmi izleyece-
ğinizi kesinlikle düşünmeyin. İntikam,
sizin rahatlamanız mı yoksa karşı tarafa
verdiğiniz acı mıdır?
Yazının kalan kısmında konuya biraz
daha değinerek bolca SPOİLER verece-
ğimi üzülerek söylemek istiyorum. Bu
nedenle sevgili okur, yazının kalan kıs-
mını filmi izledikten sonra okumakta
fayda var!
Açılış sahnesiyle başlamak istiyorum.
Bu nasıl bir başlangıç, beni direkt fil-
me bağladı. Bu sahne insanın güzel-
lik algısını tamamen yıkmaya yönelik.
Edward’ın gönderdiği paket daha açı-
lırken Susan’ın elini kanatıyor, bu kitap
Susan’a daha çok acı verecek. Gönderdi-
ği notta da “Sonunda, yürekten yazmam
için bana ilham kaynağı bırakarak terk
ettin.” yazıyor .Bir yazar böylesine bir
acıdan daha güzel bir ilham kaynağı bu-
labilir mi? Edward ilişkilerini ve acısını
kalemiyle tamamen farklı bir hikaye ile
yazmıştı. Susan’ın kitabı okuya başlama-
sıyla film ikinci hikayeye bölünüyor ve
burada da romanın hikayesini izlemeye
başlıyoruz. Susan en büyük ilham kay-
nağını vermişti: Edward’ın doğmamış
çocuğunu ve mutlu hayatını alıp, terk
edip gitmişti. Edward kitabını, geçmi-
şin nefes almaya devam etmesini istediği
için yazmıştı. “Söylenen sözler eninde
sonunda yitip gider ama kağıda döker-
sem sonsuza dek yaşarlar.”
Susan’ın hayatı yolunda değil. Halbuki
mutlu bir gelecek için aşkı terk etmişti.
Hayatta annesine benzetilmekten nefret
etse de tam olarak annesinin isteyebi-
leceği bir şey yaptı. Edward’ın sevdiği
noktalarını eleştirip tam olarak annesi
gibi onu güçsüz gördü.
Kitabın hikayesi başta anlaşılmasa da
film ilerledikçe Edward ile Susan’ın
ilişkisini anlattığını anlayabiliyorsunuz.
Babanın elinden eşi ve çocuğu zorla ka-
çırıldı ve Tony güçsüzlüğünden dolayı
hiçbir şey yapamadı. Evet, aslında onları
kurtarmak istiyordu ama aynı gerçek-
te olduğu gibi elinden bir şey gelmedi.
Zorba insanlardan Ray, aslında Susan’dı.
Mutluluğu mahvetti. Edward’dan eşini
ve daha doğmamış çocuğunu almıştı.
Sonrasında da Ray hiçbir şey olmamış
gibi hayatına devam etti. Susan’ın 19
yıl boyunca hayatına devam ettiği gibi.
Tony gibi Edward da zayıflığından dola-
yı ailesini koruyamadı. Gerçekte Edward
sevdiği kadını kadının aldattığı kişiye
kaptırmıştı.
Filmde bir süre sonra Susan ve
Edward’ın geçmişine dönüyoruz. Üçün-
cü hikaye filmde anlatılmaya başladığı
zaman Edward’ın romanı daha da anla-
şılır oluyor. Geçmişlerini öğreniyoruz.
İntikam motifi, filmde Susan’ın “reven-
ge” yazılı tabloya takılı kalmasıyla göste-
riliyordu. Kitap bir intikamdı. Edward’ın
romanın adı gece hayvanıydı ve bu ismi
Edward Susan’a söylüyordu. Ayrıca ki-
tabı Susan’a hitap ederek başlıyordu.
Onun Edward’a yaptıklarını Edward’ın
gözünden görmesi gerekiyordu. Polis
memuru Bobby , Edward’ın egosunu
gösteriyor, adaleti arıyordu ama bulmak
için onun da elinden bir şey gelmedi; en
sonunda can yakmayı tercih etti.
Susan annesine benzetilmeyi sevmese
de sonrasında ona benzemişti. Edward
ısrarla annesine benzediğini söylemişti.
“İkinizinde gözlerinde aynı hüzün var.”
Peki kitapta? Ray’in son sözleri şu şekil-
deydi: “Beni bir şeyi yapmakla suçlarsan
bunu hakaret kabul ederim ve bu bana o
şeyi yapma hakkı tanır.”
Filmin sonu Susan’ın Edward’ı restoran-
da uzunca süre beklemesiyle bitiyordu.
Edward gelmeyecekti çünkü onu affet-
memişti. Zaten kitapta da Ray ölmemiş
miydi? Susan bunu bilmesine rağmen
tüm umuduyla bekledi. Belki romanın
sonunda Tony’nin kendisini vurması
hala Susan’a aşık olsa da onu affedeme-
mesini gösteriyordu.
Sevgili okur, ben kendimce düşün-
düklerimi yazıma aktardım. Nocturnal
Animals filmini ben oldukça sevdim,
umarım hem filmi hem de yazımı sizde
beğenmişsinizdir. P