R Röportaj
Serkan Keskin ile
Tatlı Bir Sohbet
Kendisini pek çok yerde izlediğimiz ama asıl mesleği olarak tiyatroyu benimseyen,
Semaver Kumpanya’nın eşsiz yeteneklerinden Serkan Keskin ile tatlı bir sohbet...
Fatih Donat
[email protected]
Perspective: Hazır buradayken ilk
sorumuz tiyatronuz ile ilgili olsun.
Semaver Kumpanya oldukça başa-
rılı bir şekilde ilerliyor. Peki burayı
açmaktaki amacınız neydi?
Serkan Keskin: Biz burayı açtığımız
zaman merkez Taksim’di. Haliç’in
bu kısmında böyle bir kurum yok-
tu. Amacımız Türkiye’ye tamamen
bağımsız, kendi derdini anlatan, bir
amacı olan, birçok kaliteli oyuncu-
yu bünyesinde barındıran ve yetişti-
ren bir tiyatro açmaktı. 2002 yılında
kuruldu ve 16 yıldır aralıksız devam
eden bu tiyatro için amacına ulaştı
diyebiliriz.
P: Taksim’de değil de daha önce
böyle bir kurumu olmayan Haliç’te
tiyatro açmak sizi çok zorladı mı?
68
S.K: Evet bu süreç oldukça zor geçti
çünkü burası 30-40 yıl önce tiyatro,
AHS açısından çok yoğun olan bir
yerdi ve biz Fatih’i eski haline dön-
dürebilmek için çok fazla çalıştık.
Bunu yaparken sadece seyirciyi tav-
layacağını düşündüğümüz oyunları
sergilemedik; klasik oyunlara da yer
verdik, çocuk oyunlarına da. Kendi-
mizi kabul ettirebilmemiz çok uzun
sürdü ama süreklilik çok önemli bir
şeydi kalıcı olabilmek için ve biz bir
gün bile ara vermeden bu amaç için
çalıştık.
Duygu Erdem
[email protected]
P: Bir röportajınızda kendinizi Semaver
Kumpanya’da çok mutlu hissettiğinizi
ve zamanınızın büyük bir kısmını bu-
rada geçirdiğinizi söylemiştiniz. Bu yüz-
den buranın sizin için bir ev gibi oldu-
ğunu söyleyebilir miyiz?
S.K: Evet, söyleyebiliriz. Buranın ku-
rulma mantığı da bir açıdan bu aslında.
Sadece oyunlarımızı oynayıp evlerimize
dağıldığımız bir yer değil burası. Bura-
sı kocaman bir atölyeye, kütüphaneye,
mutfağa sahip. Her gün işi olmayan ki-
şiler tarafından yapılan yemekleri yeriz
burada. Oyuna gideriz, oyundan sonra
ise burada kalır vakit geçiririz. Burası
zorunlu gelinen, maaşınızı alıp gideceği-
niz devlet kurumları gibi değildir. Sema-
ver Kumpanya, hepimizin kendini rahat
hissettiği bir ev. Burası hepimizden çok
değerli parçalar taşıyor.
P: Bu zamana kadar oynadığınız roller
içinde en çok sevdiğiniz rol hangisiy-
di?
S.K: Ben konuya bu şekilde bakma-
maya çalışıyorum. Çünkü bu benim
işim ve ben oynadığım her rolü sev-
mek zorundayım. Sevmeden hiçbir
şey yapamam, yapmamalıyım. Sanı-
rım bu yüzden bir sürü insan buraya
toplandık. Gerçi son zamanlarda far-
kındalık olarak çok fazla bir kitleye
ulaşan, çok sevilen bir karakter olarak
İsmail Abi’yi söyleyebilirim. İnsanlar
onu oldukça benimsediler. Hatta o
kadar benimsediler ki bana karşı onu
savunanlar bile oldu.
P: İnsanların İsmail Abi karakterini
çok fazla benimseyip size karşı onu sa-
vunmaları bir süre sonra rahatsız edici
olmadı mı?